22:22 Treni
Buğulanır gözler ayrılığın soğukluğunu hissedince,
Yürekte bir ince sızı ve ellerde titreme,
Geçirilen günler gelince akla sıkıştıran o ruh sancısı,
O tren idi seni götüren, beni yalnızlığa mahkum eden.
22:22 treni... Umudu yerle yeksan eden.
Yaşama hevesini alıp giden tren işte o!
Gözleri yaşlı, teni bitmek bilmeyen soğukluğa mahkum eden trenin saatidir 22:22 treni.
Artık uzaklarda bir yalnızlık ezgisiydi çığlıklar,
Sesin duyulmasa da kalptedir en masum kahkahalar.
Yüzüne dokunmak yerine fotoğrafların beni avuturlar.
Hoşçakal kelimesi dolanır dilime boylu boyunca.
Ve bir hıçkırık düğümlenir sen giderken ki duymadığım o ayak seslerinin ardından...