786 No’lu Mahkûm
Zaman gözlerimden uzaklaşıyor hızlıca.
Ayaklarımda çaresizliğin prangaları
Ellerimde kağıttan uçaklar.
Kaldırımlar adımlarıma rehin
ve ben sürgün bile değilim bu ülkede.
Tam yirmi iki yıldır adımı duymadım Zaara!
Bu hükme sağır oldu dünya;
Ki en çok senin seda’na yakışırdı ismim.
Senden sonra, duyulmadı bir daha sesim!
Parmaklarımın arasından süzülen kangren satırlar kemirirken hayallerimi,
korumak istediğim güzelliğin yüksünüyor benden.
Düşüncelerimden asılıyorum serçelerin kanatlarına.
Tren istasyonunda bıraktım gözlerini.
Son bakışında kaldı kimliğim.
Alabora olmuş zihnimde sorgulanıyorum.
Suçsuzum Zaara!
Yargılandığım Lahore’de güneşin doğuşunu görmedim yıllardır.
Ellerimi duvarlara sürdüm
Ve ezberledim yüzünün her çizgisini.
Dünyalık telaşlarımdan çok,
sana yetişmeye geç kaldım.
İmgelere sarmaladığım son şiirimsin artık.
Yokluğuna hükmedecek tevazu kalmadı sabrımda.
Ruhumda tüm aydınlıklara küsen bir yenilginin karanlığı.
Haince bir terk ediş değildi inan bana.
Giderken yüreğimin kanı damladı avuçlarıma.
Ki
Sen, bu evrene sığdıramadığım azınlıktın.
Ki sen gamzelerinde ömrümü solumak istediğimdin.
Ki gülüşünden beslenirdi şairliğim!
Yorgunum Zaara.
Sana gelen bütün vagonlar devrildi içimde.
Öfkemden barikat kursam da hücreme;
Belki gelirsin diye, ziyan olmuş ömrümü sıvazladım senelerce.
Zaara!
Yasımı tutma benden habersiz.
Ben “786” numaralı mahkûm
Hâlâ seni bekliyorum bu cenderede!
Nasıl derin kanıyor satırlar hissetmemek mümkün değil,okuduğum anda hapsetti içine dili,vurgusu,rengi,özlemi,volkan niteliğinde kalem, sabrı sürmüş her seslenişte.. yürek sesi muhteşemm ötesiydi kutlarım