A Bu Hayat
Yalnızlık insanın nesi olur?
Kendini evladını kaybetmiş bir annenin
göz yaşlarında bulabilir misin?
Çiçek satan çiçekçi dükkanını, karanfil yüzü
görmemiş karısının yarasını hissedebilir misin?
Ya da
pili bitmiş saatlerin dahi durduramadığı zamana
karşı benimle, inatla, İran'lı bir kadın şairin
idam cezası saç telini hüznünle süsleyebilir misin?
Muallak.
Yalnızım, defalarca yalnızım.
Çiçekler açmış bahar, satılmış aşklar esiyor yine bağrımızdan.
Aşk dedimse lafın gelişi işte.
Oysa sevmek bir öpücüğün bir kalp atışının boynuna değil.
Gökyüzünde aynı yıldıza kenetlenmek mesela milyonlar arasından
ya da birine altı çizili iç dünyanı sır tutan kitaplarını vermek,
ki bu alev alev dudakların arasından gönül kapısına giriş hükmüdür,
kabuk atmış yaraların, meçhul cinayetlerin köprüsüdür.
Bu yaraları bu cinayetleri yaşarken ölmek pahasına
damarından akan kanın akışında iz sürebilir misin?
Bir iki dizenin hatırına beni taşıyabilir misin?
Söyle,
söyle ki utansın aşkı cinsel spora dönüştürenler,
seni seviyorumları ekmek gibi dağıtan yine
ekmek gibi tapılan bu güruh kimseler.
koptu kayış..
a bu hayat!..
Sancılarla örülmüş sevgi duvarını göçükler altında
puslu mektuplara hapsettin, her gecenin sabahına
biten umutlarla.
Güneşin kavruk yanmalarında üşüyor yüreğim,
ne mektup kaldı içimi ısıtan ne ruhumdaki ince sızı.
Günün şiirini ve şairini kutlarım.
Yalnızlık insanın en değerli dostu hele şu aralar şair ki hayatın getirisi bizi buna mahkum ediyor:( zaten finalde vurguyu vurmuşsunuz çokça tebriklerimle