A Love / Hikayesi
l - tanışma
hiç girmemiştin düşlerime,
kahve fallarımda da yoktun,
çözemediğim bilmecelerde,
bir soru bile değildin.
merhaban geldi önce,
sonra sesin, ardından elin
ve gülümseyen bir iklimin,
imbatında gözlerin...
ll - ’ HAYAL ’ gecesi
içtendin, sıcaktın, sıcacıktın..
o gece, o kalabalıkta – kıskanmasam –
tüm kadehlerde sen olacaktın.
durdurmasam,
- sevda kavramına yeni bir pencere açıp –
umutsuz sevdanı,
büyüklere masallar tadında,
kameralara anlatacaktın..
güneşin bile pek sıcak bakmadığı,
o büyük adayı, Londra’ yı
ve trenlerini Londra ‘ nın.
belliydi,
sen, çam kokularını;
uzaklardaki birisi için toplayacaktın,
yalnızlığınla kanatlanıp,
yıldız ormanlarından..
dinlemem; sevdana saygımdandı,
hayranlığımdan.
sevgiyle kucaklarken dostluğunu.
lll - ötesi
masalla gerçek arası bir yerlerdeydi zaman,
gittikçe uzayan hüznünde gecenin.
ben yaşlı bir adam gibi
- ki öyleydim –
sana yaslanıp, gözlerinde izinsiz gezindim.
ama bil ki:
Londra ‘ nın bütün trenlerine kaçak binen,
ve sana getirebilmek için,
adını bile bilmediği,
nefesi çam kokan bir adamı arayan;
o adam, bendim.
lV - çerçeve
ama ben durdurmadım zamanı,
resmini çizdim sadece.
bıraksan gidecekti,
sen çerçeveledin o anı / o gece..
bir gökyüzü gibi,
örtülmüşse üstümüze sevda,
gözlerimizi kaçıramadığımız,
ve oksijen kadar bulaşıksa kanımıza,
biz ne kadar kendimiziz?
ve kimbilir kaçımız,
bir başkasını yaşıyoruz yadsımadan ,
o başkası bilmeden, habersiz..
bazen bir ana sığıyor, cümle zaman...