Ab-ı Şiir
Gözlerimde güneş çarpması, ellerim yanmış
Akşamüstü soyundu, tenine esen iflah olmaz bir deli,
Çıplak ruhunu gerdi ana caddelere
Adım başı keder çalındı sokak taşlarının kırmızı yüzlerine
Tadı melankolik, kulaklarımda isminizin çığlık hâli.
Ömrün çarşısından işportaya çıkmış mutluluklar çaldım
Ellerimde hırssız bir koku, gözlerimde vicdan yangını
Her şey bir gözyaşı ertesinde vuku bulmuştu oysa
Terleyen ruhum kendini açık etti, ayaklarım hafifledi sandım
Adımlarımda delirmiş akşamüstünden kalma platonik bir çarpıklık
Geçmişten gelen hayal/et/ler evimin önünde açık unutmuş kuyu kapaklarını
Yansıdım kendime, ayna sandım, düştüm delikten içeri
Sabah ezanı tuttu kollarımdan da, bana mısın demedi, ruh.
Kırk cümlelik kırk şiir kadar kaldım kendi içimde
Dışarı çıktığımda esiyordu üstüm başım;
Unutulmuş sokakların görünmez sakinlerinin uğuldayan ateşi gibi.
Ellerimde anı körelmesi, gözlerimde çok sesli bir mutsuzluk.
Nefesim ellerimde, tabelası ağlayan bir dükkâna girdim;
Antika ruhlar satan bir diyara kalkan geminin bileti satılırmış orada
Karşımda bir adam, yaşlı, yaslı,
Akşamın biri sinirlenmiş, çizikler bırakmış nüfusta genç olan tenine
Gecenin birini soyunurken yakaladı diye düşmüş saçına aklar.
Geçmişle gelecek arası yol ne kadar sürer, dedim.
Gözlerim kendime dönük, ellerim ona.
Sonra sizi gördüm karşı kaldırımda,
Kaldırımın üzerinde huzura el açmış minareler
Sabah kör olmuş, kendini asmış Boğaz Köprüsü'nün metaline.
Bir kadın, bir de erkektiniz aslında, insan değil.
Kemerime astığım anılarım tıngırdıyordu, şehirde bir ölü sessizlik.
Gözlerimde gözleriniz, ellerimde sizden bana kalan...
Hiç Yok'tan iyidir, dedim kendiliğime.
'Eğer bugün çıngıraklı bir yassa tüm varlığım
Sizin elleriniz üşüyor diye buz tutan saçlarımdandır.
Eğer gülümsemek bir maskeyse şapşal bir yıldızdan çaldığım
Bir tek Ağlamak, bana değer verdiğindendir.
İnsan dediğin hayatın piştiği tencereye atılmış baharatsa sadece
İnsan olmayı tanımlayan her kelime sizin lügatinizden kurtulmak için
kendini ruh intiharlarına feda ettiğindendir.
Nefesin kesilmesi
Ansızdır.
An, sizsinizdir, nefes kesildiğinde.
Nefesimin önünü kesen her cümleye inat
Bedenime erişip ruhumu açık arttırmayla sunacağım iblisin birine'
Ben konuştukça karardı göğün çehresi,
İçimde Akşam Yıldızı'nın güne hasreti
Gözlerimde güneş çarpması, ellerim yanmış
Akşamüstü soyundu, tenime esen iflah olmaz bir deli,
Çıplak ruhunu gerdi ana caddelere
Adım başı isyan çalındı sokak taşlarının kırmızı yüzlerine
Tadı muzaffer, kulaklarımda isminizin sessiz hâli.
Ruhumdan bedenime yürüyen kimliği belirsiz anıları öldürmem
Ansızdı.
An, sizdiniz, güneş omzumda ağlarken.
Ellerimde mısraların renkli sözleri var şimdi;
Ölü şairlerin yanı başımda beliren unutulmuş sözleri.
Çatlamış duvarlarımın gerisinde gördüm, aynı adamı
Gece affetmiş onu, yıldıza dönüştürmüş saçlarındaki akları
Tenindeki çizikler, alacası olmuş akşam ertesinin.
Ruhla beden arası yol almak ne kadar sürer, dedim;
Ellerimde mürekkep lekesi, gözlerimde yaşam.
uzun şiir okumayıda yazmayıda çok sevmem aslında ama bu şiiri sonuna kadar büyük bir keyifle okudum.
tebrikler Hilal
Şiir hayatın özüdür şair nezdinde,
Gözlerimde güneş çarpması, ellerim yanmış
böyle bir girişin ardından şiir okunmaktan fazlasına layıktır. Özümsenmeye, üzerinde iyice düşünülmey layıktır. "Hilal Dikmen" ismi zaten şiir adına önemli bir referans oluşturmakta, okuyucuyu şiire çekmektedir. Her çalışmasında belli bir benzeşikliği korurken hep farklıya adım atar. Bu şiirde de yine çokça kelime, çokça kelime öbeği ayrı ayrı kendi yaşamlarına başlıyor. Şiirin içine yedirilen hikaye, hikayeler, her dizenin ayrı ruhu. Nar misali şiir, içinden binbir düşünseli, duygu akarken, hepsi birbirine tutunuyor. Hepsi aynı sanki uzaktan lakin hiçbiri benzemiyor birbirine yakınlaştıkça.
ve final,
Ellerimde mürekkep lekesi, gözlerimde yaşam.
benim de bugün paylaştığım çalışmamın omuru gibi... Tebrik ve teşekkürlerim şiire, şaire...
Ben konuştukça karardı göğün çehresi, İçimde Akşam Yıldızı'nın güne hasreti Gözlerimde güneş çarpması, ellerim yanmış Akşamüstü soyundu, tenime esen iflah olmaz bir deli, Çıplak ruhunu gerdi ana caddelere Adım başı isyan çalındı sokak taşlarının kırmızı yüzlerine Tadı muzaffer, kulaklarımda isminizin sessiz hâli.
hariküladeydi şiirsel metinleri şairenin, uzun soluklu ve soludukça tadı güzelleşendi. kutlarım yüreğini. tebrikler.👑
Sabah ezanı tuttu kollarımdan da, bana mısın demedi, ruh. Kırk cümlelik kırk şiir kadar kaldım kendi içimde
Bu güzel dizelerdeki betimlemelerin sahibesini Kutluyorum
Siz hiç eksik olmayın, Ahmet Bey. Var olun, sağ olun değerli vaktinizde bana da yer ayırdığınız için. Teşekkür, saygı ve sevgiyle.