Aç Kapıyı Bezirganbaşı
başımda kumarbaz adam
az önce rest çekti yüreğime
riski sevmem dediğim gündü galiba
ayaklarıma geri adım atma öğrencisi demiştim
kan kaybediyor ellerim acele tutunmam lazım kaleme
yazdıklarımı taşır mı
sildiklerimi unutur mu bu sayfa
aç kapıyı bezirganbaşı çocukluğum içerde kaldı
restini gördüm kumarbaz
onun için gözlerimi kokuyorum masaya
ağlamak için beslediğim mendiller
annemin mandallarıyla tanıştınız mı hiç
rengarenk onlar kırılmaz plastik
birbirlerine sıkıştırınca trene benzerler
bir tren yolculuğunda
annenizi kaybettiniz mi hiç
ve her elinize mandal alışınızda
annenize tren yaptınız mı
okuduğum kitaplar nerdesiniz
babam demişti ki oysa
okumalısın evlat onlar yol gösterecek sana
kan kaybediyor ellerim acele tutunmam lazım kaleme
sirenleri çalıyor bileklerimin
damarlarımda bayram telaşı
sana söylüyorum kör bıçak kesemezsin yalnızlığı
bişey varmış değil mi aramızda uçsuz bucaksız
oysasız belkisiz veyasız bişey var değil mi
tutma dedim ellerime sakın tutma yalnızlığı
hangi yıl hangi aynayı kırdım
içtiğim çay bir sen kaldın avucumda mutlu olduğum
ergenlik sivilcesi gibi geldi hayat ansızın
gittiğinde izler bıraktı suratımda
nöbetini tuttuğum titreme bulaşma içimdeki çocuğa
vazgeçtim bezirganbaşı kapıyı sakın açma
musalla taşı seker mi denizde
ne oldu rüyana mı girdim yalnızlığım
sevgi iyi
saygı orta
hayat bilgisinden sınıfta mı kaldın diyecektin yoksa
bak attığım kahkaha taşıyor bileklerimden
senin için şerefe diyor kırmızı kadeh
ama
geri adım attığım zamanlar
verdiğim ani kararlar
neden omuzlarımdalar
taşınıyorum sırtımdan geride bıraktıklarımdan
beni ilerde bırakanlardan
taşınıyorum bezirganbaşı omuzlarımdan
kapıyı aç
Çocukluğumun bu özel oyunu şiirin içinde anlamını bulmuş.
Kutlarım...