Acık'Mamak
Erdal Eren İçin...
Ellerim elinize değerse
öğrenirdi konuşmayı
Ve
hiç dokunamayışın hüznüydü susmak
I
Her sana gelişimde
yoklanmıştı avuçlarım
gül kokusu var mı diye
Bir de
Nüfus Cüzdanımdı tutsak
gıpta etmeyesin diye
'hürriyetimize'
Kandıramamıştı seni
bin yılık büyüsü bile
kutsal zeytin tanesinin
Onur açlığının yirmi dördüncü gününde
Senin için
bir hayli daraltıldı gözenekleri tellerin
Makarada iplik cisminle süzülüp
ellerime dokunursun sandılar
Bize de
'Önünüzdeki gergin tellere yaslanmak
yabancı bir lisanla konuşmak yasaktır' dendi
Sadece kirpiklerim hoşça kal dedi sana
Ellerim arkada kenetli kaldı
II
Senin ellerine değmek istedim dostum
Kalbin avucumda atsın istedim
Uyku kahpeliğin muhabbet tellalıyken
sıcacık bir 'Günaydın'dı gözlerin
Mırıldandığın türkü
elden ele nefeslenen bir sigaradır damda
Sen sen ol da dam için
Gözlerini unuttuğun
şu mahzun adam için
kendine kemlik etme
Gül kokmaz avucum nefesin yoksa
"Gül kokmaz avucum nefesin yoksa" Şiirin bütünü ayrı bir güzellikte, Ama bu mısra çakılıp kaldı gözüme, Teşekkür ederim.
Aman aman yandım amman Acı yüzler kurşun gibi izler Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda.
Son bakışına hitap.
Güne düşen şiiri ve şairini gönülden kutlarım.
"Senin ellerine değmek istedim dostum Kalbin avucumda atsın istedim Uyku kahpeliğin muhabbet tellalıyken sıcacık bir 'Günaydın'dı gözlerin "
Daha çocuktu🙂
Suçu ıspatlanmamış,ne yazık değil mi,
Yıllar geçti ardından,vicdanlar rahat mı acaba..
Çok etkilendim şiiri okuyunca..
Erdal Eren Ölmez..
En azından bugün bu köşede ölmez..
Bugüne kadar okuduğum nadide,içtenlik abidesi atıflardan biriydi sayfada bulduğum.. Mısralar içtenlikle sevginin içliğine örülmüş,satırlar duyguları ne güzel celbetmiş.. Büyük haz aldım okurken,tebrik ve teşekkürler günün şiir/şairine..
Yorumumun son tümcesinde, düşündüğümü yansıtamamışım. Yanlış anlamayı önlemek amacıyla düzeltiyorum: Yaşama kastederek, temel hak ve özgürlükler kısıtlandığında, acıkMAMAK, susaMAMAK, konuşMAMAK... istenirse, karşılığı susMAMAK olmalıdır.