Adamı Asacaklardı
adamı asacaklardı
yağlı urganda nar gibi bir boynu kıracaklardı
sabah altıydı
ne güneş ne karanık
zaman durmuş bir yaratık
sabah altıydı
bir çınarı iskemlesinden
otuzaltı kirpik telinden iki kaşı iki gözünden
ayrıcaklardı
kestane ağacına üşüşen kargalar gibi
toplanmıştı kalabalık
padişahın kanlı mührüydü
fetva emiri bir kılcın ucunda
hünerli bir dokunuşla ip kesilcek
nefesten bir can gidecekti
sabah altıydı
adamı asacaklardı
elleri hiç titremedi
gözleri kalabalığa hiç ilişmedi
içine hiç bir korku ateşi düşmedi
cellat titiz ve hünerli kılıcı havada süzüldü
güneş tohuma karışmak için toprağa süzüldü
ay karanık ağladı
rüzgar hiç bir kokuyu bırakmadı
kargalar canlandı heyecanlandı
kılıç düştü
ip koptu
boynundan ayak uclarına kadar kahbelik
en uzaktan en yakına kadar hızlı
yaşamla ölüm
vasiyet_i devlet mührü
bir çınarın ömrü
düştü...