Adin
Geçiyor hayat ipek bir gülüşün simli nefesinden
sancısı düşüyor suyun yüzüne
karanlığı üzerime örtüp gittiğinden beri
ağlıyor yaşamak denen göğün cenneti
ıslanıyor kirpiklerim uzun bir bakışın buğusunda, içimdeki hasretin tel tel titremekte
ve kum saati can cağızım, bitti dediğim yerden başlatıyor zamanı
mum alevinde şifa oluyor esmer gülüşün
"ateşin gölgesinde bizleşiyor an"
siyah beyaz bir resimde huzur veriyor kavruk gülüşlerin
arşınlıyor göğü adımlarım, yani sana, yani yaşama
ve biliyorum cancağızım adın gibi biliyorum
her katmanda sarsılsada ruh yeniler kendini
açar göğsündeki pencereyi
ve biliyorsun ki hiç bir lügat’a sığmayan duygular suya yazılanlardır
kaybolduğum biz çıplaklığında
düşecek yüreğim sarmaş dolaş aydınlığına
nefesinde yıkıyorum tüm kirleri ve cesetleri
kısa tutuğum saç tellerini, asıyorum harflerin anlamsız benizlerine,
sağır duvarlar çekmiş geceye küf perdelerini
askıda ki kolsuz anılar çıkacak gün yüzüne
susmuyor çekmecedeki çığlıklar susmuyor
yağmur can cağızım, yağmur gibi yağman gerek
ve şimdi iliştiriyorum tebessümümü tebessümüne
kaç mil ötemde olursan ol , her yağmur damlasında tanırım seni
yağ cancağzım çisil çisil düş sen yüreğimin cennetine
kokuna hasret bir bahardayım...