Adını Arayan Şiirler
Mis gibi dünya kokuyorum;
Toprak, gökyüzü, deniz…/ ağaç, su ve ateş…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Yağmur oluyorum, küçük bir çukurda küçük bir göl
Akan ırmak, taşan sel…
Mis gibi dünya kokuyorum;
En yükseğinden bir dağ oluyorum -rüzgârlarla sıkı fıkı arkadaş-
Geniş bir ova -deniz gibi kocaman…/ ve depderin maviliklere dönüşen-
Susuz bir çöl oluyorum –bir ömür arayıp da bir damla suyunu bulamadığım-
Mis gibi dünya kokuyorum;
Göz gözü görmeyen sis ve pus oluyorum -üzerine çöküyorum güneşin-
Dokunduğum her yeri yıkıp gecen bir fırtına oluyorum bazen
Gök gürültüsü…/ çakan şimşek…/ dolu…/ kar kış kıyamet…
İçinize sarkan buz oluyorum…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Aşk oluyorum…/ aşık oluyorum, ayrılık, hasret, sevinç ve hüzün…
Ve… Sevgili oluyorum günün birinde sana -ne mutlu bana-
Mis gibi dünya kokuyorum;
Ağaç oluyorum, dalda bahar…/ dalda yemiş
Dallarda alabildiğine yaprak
Alabildiğine çok yeşil
Çiçek…/ çiçek…/ çiçek…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Dengesini bozsa da dünyanın;
Ve ben hiç istemesem de başına gelmesini hiçbir kimsenin
Yanardağ olup patlıyorum -yüzüne yüzüne dünyanın-
Yangın oluyorum…/ istenmeyen deprem -iki yakasına yapışıp da dünyayı sarsan-
Öldüren, yok eden, ağlatan savaş…
Şiddet, taciz ve tecavüz -yakmanın, yıkmanın ve ezmenin en erkek hali-
Kendimden utanıyorum…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Ölüp ölüp diriliyorum –ömrüm boyunca-
Kavga oluyorum…/ hürriyet, yenilgi, zafer…
Mis gibi dünya kokuyorum;
Yeni doğan bebek…/ büyüyen çığlık…
Ve güler yüzlü bir yaşam oluyorum -az da olsa…/ ağlanacak halimize güldüğüm-
Ve nihayet ölüm… Ebedi ayrılık oluyorum… Ve aklınızda neysem öylece kalıyorum…
Mis gibi dünya…/ mis gibi insan kokuyorum
En güzel parçasıyım dünyanın…/ ve senin…