Ağır Aksak
Münferit bir aşk kazasıydı
Çarpıp, dokunan yüreğe
Enkaz
Kaburgalarda
Yığınlaşır bildim
Dedim
Böyle kalırım
Ağır aksak
Eften püften
Kadın teniymiş meğer
Avuçlarımı yakan
Bir gusül zamanında soğudu
Nüzul dediğim parmaklarım
Şehir kıblesine dönünce
Meğer sırt dönmüşüm ışıklara
Yıldızları söndürmüşüm
Fahişe kahkahalarıyla
Sustum
Duydum
Ezan sesleri varmış hala
Göç etmemiş
Kentin müezzinleri şerefelerinden
Minarelerde kandil sönmemiş
Fukara sobasından ürken külmüş meğer
Kirpiklerime tüneyen
Dağlar yine kuzeyde
Zeytin ağaçları yine yeşil
Yanmamış
Gölgeme gömüldüm bildim
Gölgem mezar
Gölgem yine ardımda
Kâh öne düşse de bazen ışık ters vurunca
Ama ezmeden geçiyorum
Üzerine anason kusmadan
İğrenmiyor sokağın iti
Münferit bir aşk kazasıydı
Çarpıp, dokunan yüreğe
Enkaz
Kaburgalarda
Yığınlaşır bildim
Dedim
Böyle kalırım
Ağır aksak...
''Hiçbir ölüye yas tutmadı gönlüm
Tanrı emridir diye,
Her gidiş hayradır dedim
Her kaçış tüme
Var git şimdi ölü sevicisine
Mor cibinlikli yataklarda
Siyah duvak tak
Bu senin matemin benim değil...''
''Hiçbir ölüye yas tutmadı gönlüm Tanrı emridir diye, Her gidiş hayradır dedim Her kaçış tüme
Var git şimdi ölü sevicisine Mor cibinlikli yataklarda Siyah duvak tak Bu senin matemin benim değil...''🤐🤐🤐😙😙
Üstat bırak ta susayım anason kokulu bardaklarla kelimelerin raksı kaldı gözümde! bir de kulağım duydu sessiz haykırışları kutlarım üstat...