Ağır Roman
yine mi düşürdün ikrarını
dalgın uçurumlarına
ben gömülmek isterken
toprak bakışlarına
sen hangi alemin seyrindesin
...
seni sevmek için yaratılmışım desem
bilirim gülümsersin
sen gülünce
gözlerinin gülşeninde
mutlu olurum gönlümce
seni sevmezsem ölürüm desem
bilirim hüzünlenirsin
sen hüzünlenince
yüzünün mateminde
kahrolurum ömrümce
seni bir gün göreyim desem
bilirim gelmezsin
sen gelmeyince
zamanın ötesine
geçemem yüreğimle
bunlar bilindik ezberlerim
gizil ibadetimde saklı bilmediklerin
bilme
bilip de hüzünlenme
gül ömrünce
desem de
yaşınla yaşlı
bu aşkın hikayesi
vurmadan oku
bil ki ölümden ağır bu roman
...
şimdi derin bir ah çekip içine
uğruna yaktığım yıllara üfleme
bırak yansın
sen dilek tutmasan da
umduğum beklediğim muradımsın
bu hazirana da hoş geldin
iyi ki geldin
nice yıllara sevdiğim
sadece bir çift gözü beklemek, sonra bir küçük sese hasret kalmak hemde içinde adın geçen...
çok yakın olsa bile ışık yıllarına bile taş çıkaran bir yokluk...
ve ne güzel şeyler okuduk...
şiirdi...