Ağlamaklı Gülüşlerim
bir sigaranın tükenişine şahitlik ettiğim suçlarım da var benim
ve seni hatırlayıp tükendiğim, sayısı belirsiz intihar provalarım
belki "unuturum" diye bir gün, her günü böyle avuttuğum ömrüm
ve seni umarsızca sevmelerim...
mahalle çocuklarının parkta oynarken,
arasına almadığı, cebi boş bir çocuk gibiyim
bir o kadar mahçup, o kadar kırılgan ve acısı taze;
öpsen geçer mi? bilmem
ölsem geçer mi? hiç bilmem
bekleyip duruyorum işte, geçip gidenler seni eksiltmiş
daha da yoksun şimdilerde,
her sabah uyanıp, karşısına geçip
gülümsediğin aynanın sevincini yansıtmayalı
bir kaç asır oldu gözlerim...
bu nasıl bir kaybetmektir böyle!
nerede yoksam, orası sen sanki
ve nereye varsam, orası sensizliğin başkenti...
artık gitsem diyorum sana, bu yalnızlığı bırakıp yüz üstü
gömülsem diyorum gurbetine düştüğüm bastığın toprakların
yüreğimde şafak sayan bir asker gibi bu sana ölmelerim,
alsa diyorum beni kör bir kurşun, yönünü kaybetmiş artık gitmelerim;
ki bir aşkın tükenişine şehitlik ettiğim inançlarım da var benim
ve yalanlarını kanıp, sayısı belirsiz can verişlerim
belki "biter" bir gün diye bitirdiğim günlerim
ve dönmeyeceğini bile bile, umudunu yitirmiş beklentilerim...
bisikletten düşmüş bir çocuk gibi incindi sen giderken dizlerim,
kalkıp ardına düşsem, biliyorum yine düşerim
düşsem ardında, boğulur gider düşlerim
belli etmiyorum kimselere, bilsinler istemedim;
çünkü sen gideli, hep ağlamaklı oluyor gülüşlerim...