Ağlamaya Gidiyorum Ve Sana!

Ağlamaya gidiyorum!
Ve bu karanlık'da, bütün yollar sana!
Kalbimde ki yara, hiç kapanmayacakmışçasına!
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Kalabalığın arasında kaybolmuş sözlerim.
Her yerde gürültü, her yerde patırtı.
Bir yerden, bir sana bağırışım ve çağırışım.
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Peronda bir kalkış ve peronda siren çığlıkları.
Paslı bir lokomotif'in içinde, bu son gıcırtı.
El tersiyle silinen buğulu bir cam ardında ki ilk elveda'ı'm.
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Uzaklık anlatır seni bana.
Ve beni uzaklığa anlatır, eski meskenim.
Eski meskenim! Yüreğim!
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Keşkeler ile uyandıracak belki sabah?
Belki akşam uyutmayacak ya sonra deyişlerim?
Ve sonbahar çökecek ıhlamur elâsı gözlerime.
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Kömür gibi kara ve yâdlar ile yakılabilir bir baht.
Geçmiş dil ile kolay söylenir, hatıralar ise külden taht!
Yeri gelir dirilir Anka misali ölümünden aşkım.
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Kemale eren bir yaş'da, ak düşer vücud'a.
Daha bir beyazlık ile örtüverirler çepeçevre.
Alîm olan bilir yalnızca sevdamın içeriğini.
Ağlamaya gidiyorum ve sana!

Haşr olunca, toparlanır bir parçam Fizânda dahi olsa.
Kalbim döner eski yerine ve hafızamda öyle unutmuşluğuma.
Ben uyumamak üzere uyandırıldığımda hesaba.
Diyeceğim ağlamaya gidiyorum cennete,
Ve bir de sana !

22 Mart 2010 45 şiiri var.
Yorumlar