Ah
ne söylesen haklısın
tövbeli bir medrese kapısında
toynağı kırılmış eşeğim
dik durur ardımda her rüzgar
şah benim padişah ben
aklımda sıracalı kadınlar
küçük cezvede kaynayan su
dibekte çakır bir intizar
düşündükçe dövdüğüm gözlerin
her öğün iki somun ayrılık
iç içe kaç kapı döner
kaç güneş batar çatısında
gök olmayan hanelerin
tımar evi kuşpalazı rengi
cenneti unutmuşların
yağmura bak mevsim
üşüdüğünü söylemeyen ten
cevrine yanık buğday
iki kere iki nazenin hiç
her harf bir yakana yapışsın