Ah Kemiği Olmayan Dilim

yorma hayat yorulmuşum
yare zaten yaralıyım
yaralı konuşan bülbülüm
hiç susmayan yaralı dilim

ışıktan rahatsız olanı görmüşüz
umutsuz yaşayana düşmüşüz
dağı mesken tutmuşuz
ışıksız yollara düşmüşüz
yollara savrulan dilim

Nesimi'yi asan derisini yüzenler
sonrada ruhumuzu yüzdüler
göze göğe çakılan söze dökülen
dilime kelepçe vurdular
ah deryasına döndü dilin

binboğa dağları karı erimez
dost kervanı yolak eylerse
mor menekşeler göz kırpar / güneşe
yol verin dağlar nazlı yare gidem
dağlara savrulan dilin

yağmur diye gökten kurşun yağardı
kurşun sevdik ölümden öteye
bildiğin varsa değer ölmeye dostlar
yol verin geçeyim dağlar
ah dosta söylemez dilim

sırrımı bir bir yüreğe dokudum geçtim
halatla demirledim aşk kıyısına
birazdan duran teknede yelken açsa
kaptansız kalırsın belki açılır denize...
ah susmaz derya dilim

kamile görünür yol eyler
softadan görünür zayı eyler
hikayesi kurt ile kuzu eyle
her sefer pastasını pay eyle
ah durmayan konuşan dilim

ölmeden kefen mezar kazar
onlar değilsen tufana tutar
dil söyler ama kemiği yok sayar
'hergele' olana çanak tutar
ah dilim susmaz dilim

endamın görünendi aynada
acıların şehiri kaldırım taşları oldu
yalnızlıklara akan su damlası
mısralardaki kalemin gözyaşı
ah kemiği olmayan dilin

özlem hasrete zorlayan dilim
avunur yaşamışlığı içler
her sözü içime kapattım
çaresi olmaz geçen ömre
darağacına astıran dilim

düşürdün beni yemsizlere /yar
demirlenen sol yanımda kal
gözlerde akan yaş olsam
akan damla gibi aktı ömür
akan kemiksiz dilim

seni ömürle tanıdım her nefeste
derde kedere düşüren sen
oldun olası bana hayat
sen oldun dilimden türkü

aslanı kediye yediren dünya
çakalı çukala boğduran sen
beklenen zor günler aşkına/diren
yollara savrulan küser dilim

bir taşla gözden akan yaş
sende amandı yolun yoldaşına
selam selam aşka dilim
açılın kapılar şaha gidelim

kaldık dilsiz aşklara...

12/03/2011 - Karataş

(gönül erenler diyarında seni okumak güzel..)