Ah Maria

Maria'nın gözleri deniz mavisi
Bakma dalma boğulursun
Bir bakışında vurgun yersin,vurulursun.
Bir bakışında kendini O'na teslim edişini anlatır durur şarkıları
Kendini O'na teslim edişini düşürmez ağzından
Orospuların hasıdır,pistir ağzı
Aşk bile çirkinleşir dudaklarında.
Sorarım sana nasıl da kandırılmıştın
Barut kokan dudaklarını nasıl pay etmiştin kendine ve O'na
Sorarım sana

Aşk nedir bilmeyen o kocamış matmazel ,anı olsun artık dudaklarında
Bırak anı olsun,O'nu kurtaramaz, ama sen kurtulursun..
Oltadaki balıktın sen
Azad et kendini kendinden...

Şimdi solgun benzi ve küller ve ateşe verdiği zamanların arasında, anısında oylumsuz oturuyor öylece...
Öylece oturuyor.
Çaldığı mevsimleri geri vermiyor Tanrı
Ah Maria deyişini bile hatırlamıyor.
Hatırlamıyor ismini bile...
Maria kim?Maria?diye dolanıp duruyor..
Aynada başkası diye kendiyle konuşuyor,
Yalnızlıktan diyorlar..
İnanmamalı.
Beyaz bir gelinlikle onulmaz kahkahaların, alaycı bakışların kendirli kokusunda pencerenin kıyısına geçiyor bazen
Boş boş bakıyor sokaklara.
Mahallenin delikanlıları halen kapısında...
Erguvan ağaçları giyinmiş derdin ,bahardı O derdin...
Bak sonbahar geldi
Değişti mevsim
Bahriyelilerin biri gidip biri geliyor
Her limandaki herhangi bir sevgili oluyor Maria
Ah Maria!
Düşlerini içinde sakla
Kül olmadan ruhun
Kör olmadan vurduğu göçmen kuşları mevsimsiz bıraktığını hatırla ve sarıl anına, an'ına
Çünkü aşk dediğin sadece anda saklıdır umutsama,unutma...
Gelgitlerin afilli Maria'sı yaşayan bir ölü artık
Kocaman göbeğine koyuyor ellerini
Güvercinsiz,güneşsiz boş sokakta gözleri
Karıştırıyor geceleri gündüzleri
Sakına söyleme medcezirleri
Ağlar belki
Doğar belki
Ölmeli
Öldürmeli
Öldürdüklerinin ardına sakladığı vurgun/su bırak azad olsun
Bıraksın kendini Medcezire
Aya vurulsun
Gitsin ve gelmesin
Sokak boş
Gökyüzü boş
Deniz renksiz artık Maria için...
Geçmiş olsun
Geçmiş olsun....
4 haziran 2011