Ah O Salalar

'' yakar mı zannettin dilime sürdüğün acılar
bir sigara dumanı kadar ömrü
üflerim geçer ''




kendi rüzgarıyla vuruyor
böğrüne postallar basmış mevsim
yeşilden dönüyor sarıya gün ışığı
yapraklar düşüyor gülüm
yine soyunuyor çınar, dilinde gurbetsi şarklılar

çocukluğunu ağlıyor her gün eşelenen kaldırımlar
adımlar büyüyor
adımlar ölüyor
her gün eksiliyor şehir, her gün büyüyor yeniden loğusa şerbetleri dökülürken kupalara

ah o çocuk çığlıkları
ah o salalar
nasıl harmanlıyor sevinç ve cürmünü acının o kurşuni girdaplarda

ölümün kirli yüzü akıyor
dağından kundağına
korkuyor nefesin, ay tutulması gibi dizlerin çözünürken loş gölgelerde
ya düşersen dudaklarını ıslatan kurnalara

boğulursa büyümeden düşlerin
düşlerin kayarsa mazgallara
daha kurtaracak çok kitap var ha
daha çok ezgi söyleyeceksin bıyıklarını terletirken zamanın

bırakma delikanlı aşkları
koparken ana ocağından saklanma ateşten kuytulara
yanarsın yandık yandılar

kül acılar kalır geriye
rüzgar üflemeden ananın göz yaşlarını
sarıl memesine akşamın ay'ı iç yıldız damlasın dudaklarından

gamzelerini doldursun o beyaz ışık
kuş suluğu gibi uzat yanaklarını yeni doğum kırlangıçlarına
bir daha büyüyün kanatları açılırken hayalin

belki uçarsınız kim bilir ölümden önce
zulümde sonra
akıtıp zehrini faili meçhul cinayetlerin ...

10 Eylül 2015 943 şiiri var.
Beğenenler (5)
Yorumlar