Ah Şu Kadınlar
her şey para ile satın alına biliniyorsa, her şey farklı farklıdır, en pahalısı da insan karakteri, maalesef en ucuzu da. nesnenin tabiiatı gereği
ruhsuz hayat
atomun duygu parçacıkları
avucumda damla damla,
çeliğin hükmü
parmaklarım arasında demir çiğ yumurta ve zencefil kokusu
gittim lavaboya elimi yıkadım.
Yüzüme sürdüm
Elimi yıkadım
--Yüzüm de kirliymiş, YETER en azından ıslattım
hatırladım en son elimi yıkamıştım
Lavabodan çıktım
Neden ben çocuk oldum
Neden bitti
Madem tatlıysa
-aklım mı ermiyordu?
Yok değil, ben bir kulum
Unutkan, tepetaklak
Yaşarım,
Ölümden medet umarak
Merhametin hüznü bulaşmış Sigaramın
dumanına bakarken
şimdi
Sanki, Gözlerim ve güneş arasına
Ciğerimin pasını avuçlarıma alıp
Kayalardan duvarlar örüyorum
Vazgeçmek
en baba fikrinden, aniden
Aydınlığı özlemek demektir, çıkar atarsın kendini aşağı. Paraşüt tereddütünün olmadığı o yamaç türübününden
Savaşın başlar başlamaz efsaneye dönüşebildiği bir hayal kurma adrenaliyle dolmak
Ve boşluk
Hoş olsa gerekti
Nasıl bir anda o düşünceler,
o rüzgarla
ve yine aniden nasıl bütünleşir, sevebilir
sevişebilirler
hatta beraber yaşlanabilir
ya ben?
diye merakla beklersin. Tanımadığının bir başkasının gelmesini çoğunlukla gelmemesini
umarak
Emeğini tüm sevgisiyle bir anda arkasından su dökerek yollayamayan bir baba
Gelmeyeceğini bile bile,
Bir başka bilinmeyeni
-bir ayağı eksik kendiliğini, Yerine koyarsın,
koyarsın da o hep düşer ya!!
-acıdır.
En önce ölüm, ama hep sen!
Hiç olmadığın kadar
-Öyle bir huzurla
bulutlarda
buluşmak üzere yükseldiğini sanırsın
Not:şiir yarısına varmadan, bir asker, ayaklarının ucunda belirir
Acaba o tetiğe basan
ve sağ işaret parmağım
Her şey para ile satın alınamıyor oysa, her şey yinede farklı
Ve O tek, zati.
Şimdi lavaboya gittim, aynaya baktım
''Sen benim gördüğüm en yabancı kişisin'' dedim
İşedim
Geldim
Noktayı koydum
.