Ah Tamara
Ah Tamara!
güllerin goncası,
gözümün nuru,
güzeller güzeli,
denizler mahisi,
keşişin kızı...
nice destanlar döküldü,
nice şiirler yazıldı,
nice türküler yakıldı gözlerine
kömürden
kara.
bilmem kaç bin mecnun aşkından çöllere,
kaç milyon ferhat dağlara düştü
ipek saçların uğruna..
tarihi belirsiz bir devrin hırçın dalgalarında
teni buğday sarısı bir çoban
vuruldu kalbinin taa ortasından Tamara.
her gece sana ulaşmak için
binlerce kulaç attı Van gölünün
buzdan ense köküne.
sayısız nefes tüketti
sayısı tanrı tarafından önceden belirlenmiş
günlere, aylara, yıllara...
"her yiğidin gönlünde bir Mihriban vardır" derler.
onun gönlündeki de sendin,
benim gönlümdeki de sensin Tamara!
ah Tamara!!!
kilise perisi, ada maralı
bakışları yaralı bir kuş,
kanadı kırık Tamara!
Memo'yu Zîn'e hasret bırakan
Beko-yı evan gönüllü Tamara!
neden izin verdin bir sevdanın dibe vuruşuna
yüreği sana yanan
bir çobanın suda boğuluşuna..
bir damla gözyaşınla Cibril'i bile sarhoş ederken,
nedendir bir keşiş'e karşı çıkamayışın,
kerem'e sahip olamayışın,
beni bu dertten alamayışın...
Ah Tamara!!
canımın Azrail'i
Ah Tamara!!
yüreği kara
beni de göm
zamansız karanlıklara,
yok oluşlara..
Ah Tamara..
Tamara..
Mara..
ara...