Ahşap Kağnı
Kar sesi duyuldu, ayaklar uyuştu.
Ahşap kağnı atlarıyla konuştu.
Şoför dizlerini kırdı, burnunu çekti,
Boynuna sardığı atkı savruldu da savruldu.
Arabanın, atların ve paranın sahibi seslendi...
Sesini soğuk fırtına yuttu.
Şoför her on saniyede bir atlara küfretti.
Atlar soğukta terlemenin hazzıyla,
Yahut acısıyla, kimseyi umursamadılar.
Kırbaç kalın derilerini gıdıkladı.
Gülüşen atlar cehennemden kaçarcasına,
Diz boyu karda koştular da koştular.
Paranın kölesi, şoföre küfretti.
Şoför atlardan aldı hıncını.
Atlar karları tekmeledi.
Günün hangi saati olduğunu,
Kimse anlayamadı.
Güneş yoktu, yıldız yoktu.
Ay hangi cehennemde,
Kimse bilmiyordu.
Gece olmadığı barizdi.
Gidilen yol muamma.
Para gani, küfür gırla.
Atlar altı tane.
Amaç neydi bu kışta?
Bu ıssızda.
Para mıydı?
Şoför çalıştığına göre,
O da para için buradaydı?
Peki arabanın içinde,
Rüzgar görmeyen,
Kodomanın işi neydi burada?
Peki ya atlar,
Samanlarını yerken,
Bu kadar acı çekeceklerini,
Bilebilirler miydi?
Kar sesi duyuldu, ayaklar uyuştu.
Ahşap kağnı atlarıyla konuştu.
Altı atın yirmidört ayağı.
Şöför bayağıdan da bayağı.
Yine atlar oldu yiyen dayağı.
Parayla aldı kodoman tüylü kazağı.
İşin ehli kimse o çözsün bu ağı.
Allah yardımcımız olsun, saygılar.
Günümüz Türkiye'si işte gardaş!diye haykırmak geldi içimden... Şu hale bakın hele çalış çalış dur.Ve gittikçe büyüyen çalışan yoksullar ordusuna her gün yeni birileri eklenedursun , okuamkla da olmuyor öyle ülke bi avuç patrona köle oldu .Çalış babam çalış asgari ücretten ötesi yok.Lakin gel gör ki bunu bu cahil insanlara anlatasın... siz bunun diğer yakasından yaklaştınız.Doğusu batısı sömürü düzeni her yerde şekline uygun..saygılarımla..