Akbil

nerden bilebilirdim ki
akbil gerçeğini..
yıl 2000
ilk günler dikkatmi çekti
kart gösteren geçiyor
bir sinyalle kart işlem görüyor
istanbul bana yeni
ben istanbul 'a..
öğrendim ben de
belediye otobüsünde
akbil kullanmayı
akbil kıymetliydi
herşeyimdi
her gün karşıya geçiyorum
eğer bir gün köprüde
bindiğim 127 - topkapı
veya 120 mecidiyeköy otobüsü
bir kaza sonucu
köprüden uçsaydı
denizden çıkaracaklardı beni
kalabalıklar çevirecekti başımı
her kafadan sesleri duyacağım
'..vah..vah..genç daha..''
''..tanıyan var mı..?
''..avucunu açın..ne tutuyor..''
''..belki adresidir bakın tuttuğuna..''
açacaklar avucumu
canımı yakacaklar
her şeyimi kaybederim ama
akbil imi asla
tutuşum ondan..ıslanmasın denizde
derinliklerde kaybolmasın
çekip aldılar
açık gözlerimde ki
endişe
akbil imi aldılar diye..
boyluca uzatıp cesedimi
gazete kağıdı serdiler
kaç saat kalmışım diğerleriyle
açık avucum kalmış öylece..
akbil imin yeri kuru diye
birkaç meraklı sırlar dünyası
hikayelerine kaydetti beni
daldılar elime
''..denizden çıkarttılar el kuru..''
''..sadaka nın nuru...''
''..yok..yok..bir derviş bu...soylu..''
daha ne lafazanlıklar ağrıttı başımı..
akbil imi alanı gördüm
önünü arkasını çevirip duruyor
sapasağlam
yesyeni
gıcır akbilimi
göz göre göre götürdüler
kahrımdan öldüm
kimse anlamadı
neden öldüğümü
can verdiğimi...


mustafa kaya
21.11.2001 / boğaz köprüsü

13 Eylül 2015 1050 şiiri var.
Yorumlar