Aklımın K/ayıpları II
Çok sesli ağlayıp, az sesli gülenler için.
Menopoza düşmüş günlerin yüzünde ki çapraz çizgiler
Yerleşirken deriye, karaağaçlarını dikerek
Cerrah ustalığında, tereddütsüz neşter atılırdı umudun köküne.
Ve
Asfaltın yakıcı teri, tabana sürterken gün aşırı usturasını
Sökülen her bacak arasına, çiğnenmiş nefesini salardı
Coğrafyası kayıp rüzgâr.
(Düz yolda ağlayanın ırzına geçmeyi ne çok severdi, inançlar.)
Zihninde özür taşıyan kelimelerin kanayan yarasına,
Gerçeği, kerhaneye satıp yalana kocalık eden adamların
Sakalında ağlayan beyaza,
Kız çocuğunu karganın önüne atan kartalın sızlayan kaburgasına,
Tükürüğüyle pansuman yapardı,
Çaresiz,
Aciz,
Topal zamanlar.
(Kimin çığlığı gölgesini paslı bıçakla kesebildi?)
Ve
Kırık kulplu fincanların soğuk yüreğinde,
Düş kurcalayarak ısınmak isteyen gün heveslisi pervasız ruhlar,
Büyücü tezgâhlarında aşk kovalayan küstahlar!
-Siz söyleyin?-
Mızrağını soluğuma batırarak
Kalbime akan kızıl nehri coşturan
Kaybedilmiş savaşlarımın hayal kırıklıklarının
Karnında ki çatlağa umudu tutkal niyetine sıvasam,
Aklımla oynaşırken fikrimle alay eden hayatla göbek bağım kesilir mi?
Onlar konuştu;
-Yazamadığın kitabı, kanın beslediği toprağa gömmek mi niyet? Yüzümüze bak!
-Ya ölürseniz?
Sokak kadınlarının kasığında doğup sesinde büyüyen yalnızlığın,
Gün geldiğinde ucuz afişlere basılıp
Yırtık duvarlara perde oluşunu gördüm.
(Perdenin ardı)
-Ezan sesinde ana rahminden itilip
Kilise çanında dünya denilen zindana atılan bebeklerin
Aslında koskoca birer yalnızlık olduğu-
Kimin ulan bu ayıp!
Sevaptan kalma keseye günah dolduran şarlatanların
Merhametini süsleyen defolu cinayetler;
-Susmayın-
Teşhir edilmiş direnişlerin alnına kahpe damgasını vurup
Ağlayan söze sakız patlatan
Namusu ince bir zar bilip
Kumarda karısını satan
Özgürlüğün kafatasına siyah bayrak dikip
Gölgesinde anaların ciğerini dağlayan
Yobazların diktiği keder dağlarını yıkmak mümkün mü?
Onlar konuştu;
-Payına düşen çileyi bölüp tabağına koyamıyorsan, tükür!
-Ya renginiz kurursa?
Fermuarı bozuk kentlerde viraj alamayan heyecanların barındırdığı
Kir kokulu şehvet,
İblisin süzgecine takılan acemi nefis
Darı ambarında ahkâm kesen nice it,
Mermisinde makyajsız mezar taşıyanların
Affa giden yolu neden kısırdır bilir misiniz?
-Musluğundan çürük su akıtan dilin
Kimsenin kimliğini yıkayacak kudreti yoktur.
-Ben burada neden ölüyorum?
İnzivaya çekilmeyi red eden gayri meçhul infazlardan kaçarken düşüncem,
Yarattığı ülkesinden kovulan
Kalbi delik melek gibi cennetine küsüyor
Ama
Cehenneme göz süzdürmeyecek kadar sabırlıdır isyan,
Göğsünde bir tutam acı baharat.
Ve utancın en okkalısı fitresini dayarken dudaklarıma,
İntiharlık tebessümüyle hüznüm düştü yanağıma;
-Acı bu mevsimde çilek tadı vermiyor, damağımı buruşturan sızı,
Döşümü ağrıtan şeker tadında kırmızı
Ölüm kaç kişiyi yatağında avutur?
-Üşüyorum!
Sofrasını sahipsiz çocukların organıyla döşeyen insanlığın kırık kemiği,
Kendini güneşten kurtaramayan günün geceye kaçarken ufka devrilişi
Tanrı kalemiyle ağzınızı mı dikti?
Onlar bağırdı;
-İnkârı toprak bile midesine sığdıramayıp kusarken, zaman bağışlayıcıdır, tövbe et!
-İçimde cesetler ağlıyor, bir kez öpseniz?
Ateş bir bedende kabuk bağlasa da
Bazıları aynı kapanmaz yaraya ağlar, birbirinden habersiz.
İşte bu yüzden;
Çok sesli susup, az sesli konuşanlar için, hayat uzun soluklu cenaze marşı.
bu siirler darp etti beynimi, aklima takilan bu kelimeleri böylesine kolay birbirine dokuyan ve aklin karanlik dehlizlerinde acilmasi zor kapilari acmaya zorlayan usun ruh hali...
... şimdi nasıl da süzülüyorsun kayıp kentin günah girmemiş sokaklarına üzülüyorsun aslında kendinden doğan bir acının yüksek sesle okunmuş fetvasına ki dilinle oynaş her hezeyan düşecek bir gün gün yüzü görmemiş aydınlığa
bir susku kaçkınıdır aklın kaçtıkça akıllara
...seri içinde en beğendiğim diyebilirim...(kişisel fikrimdir beni bağlar) daha fazlası meçhul...
sevgi ile...
her zamanki gibi seçkin bir şiir okuduk ,o nadide kaleminden kutladım, saygılarımla Hakan
Ateş bir bedende kabuk bağlasa da Bazıları aynı kapanmaz yaraya ağlar, birbirinden habersiz. İşte bu yüzden; Çok sesli susup, az sesli konuşanlar için, hayat uzun soluklu cenaze marşı.
tebriklerimle
yüreğine sağlık abim
👍👍👍👍👍