Ala Geyik Destanı

ay ışığında,ay ışığı altında
çamların büyülü gölgelerinde
bir ala geyiğin, çatallanmış
boynuzlarında titredi ay...

yıldızlar ufku açık gökte
bir meşale gibi parladı
karanlığı içerken ay
ve günlerden bir pazar
zemheri değildi ama
zemheriyi andıran bir sonbahar...

üç beş kişi toplandılar
ucuz bir kalabalığa boyandılar...

yuvarlak haleler çıkaran
büyükçe bir ateş yakıldı
dumanları yıldızları sardı
bu pir olmuş orman
uzunca bir sessizliğe daldı...

ve bir çift iri göz
anlayınca olup biteni
açıverdi kanatlarını
uyandırdı bütün ormanı
uyandı bütün orman
ve karanlığın içinde titredi yine ay...

üç beş kişi toplandılar
ucuz bir kalabalığa boyandılar...

birisi fişeklerken kara delikli çeliği
doğu dan gelsin dedi kurşun sesi
doğudan batıdan kuzeyden güneyden
saralım dendi biz bu ala geyiği...

vuramazsak dediler,ey avcılar
biz bu ala geyiği
namımız da biter dediler
dönemeyiz artık bir daha geri
onun için dediler,ey avcılar
dağılalım sacılalım dendi
uzatalım bu pusuyu sabaha dek...

üç beş kişi toplandılar
ucuz bir kalabalığa boyandılar...

yıldızlar bir kez daha
eriyip eriyip aktı
karanlığın içinde ay
bir kez daha uzun uzun parladı
ala geyik kaçtı, avcılar kovaladı...

ala geyiğin ala nalları
hırçın hırçın döverken
bu ala tav toprağı
boynuzları yardı geçti
yıkarcasına gürgen ve çınarı...

sonra ala geyik
biraz bekledi durdu
boğadan bin beter soludu
yine dövmeye başladı nalları
bu ala tav toprağı...

çatallı bir yolun içine geldi
heybetli bir ejderha gibiydi
lakin o çatallı yolda
pusu kurmuştu avcı
gez göz arpacık nişanladı
tetiği çekmek kalmıştı artık
ala geyiğin ala başına...

ama birden bire ay kapandı
yıldızlar söndü,ortalık karardı
lakin çok geç vermişti gökler bu kararı...

bir boşlukta uzaklarda yankılandı
kulakları felç eden bir ses
ve yer titredi,gök inledi
ala geyiğin acı feryadı
o yankıları bile silip geçti...

üç beş kişi toplandılar
ucuz bir kalabalığa boyandılar...

ala geyiğin al kanları,al kanları
nallarının ardında kaldı
yaralı yaralı ala geyik
bu sonu gelmez
karanlık ormanın içine daldı...

üç beş kişi toplandılar
ucuz bir kalabalığa boyandılar...

bu kurşun sesi ile
ala geyiğin acı feryadı
topladı bütün avcıları
toplandı bütün avcılar
sade külleri kalmış ateşin başına

avcılardan biri dedi
yaraladım ben ala geyiği
ama yaralı yaralı dedi
devirip geçti çamı selviyi
ne ala bulursak artık dediler
bu koskoca ormanda ala geyiğin izini...

sonra ey avcılar
dağılalım saçılalım dendi
uzatalım bu pusuyu şafağa dek...

pusular kuruldu yine
bu karanlık ormanın içine
pusular kuruldu yine
ağaçların gövdesine
pusular kuruldu yine
o çatallı yolun içine...

ala geyik ala geyik
alnı yaralı geyik
birinci pusuyu geçti
avcılar kurda benzetti
ikinci pusuyu geçti
avcılar sürüden kaçmış kuzu dedi
üçüncü pusuyu geçti
avcılar sade bir gölge dedi...

ala geyik ala geyik
alnı yaralı geyik
dördüncü pusuya geldi
dördüncü pusu
yine o çatallı yolun içindeydi...

avcı pusuda gördü ala geyiği
gözleri parladı,karanlığın içinde ay gibi
devrildi ala geyik,dağlar inledi
devrildi ala geyik,dağlar inledi
nice niceleri gibi
devrildi ala geyik,dağlar inledi
nice niceleri gibi.

13 Ekim 2010 24 şiiri var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (3)
  • 14 yıl önce

    üç beş kişi toplandılar ucuz bir kalabalığa boyandılar...😡

    ala geyik çok hazin bir kurgu bu tekrarlar anlamlı evet nice nice niceleri gibi başka ala geyikler olmasın etkilendim doğrusu

  • 14 yıl önce

    yüreğine kalemine sağlık abim

    👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍👍

  • 14 yıl önce

    Güzel bir kurgu, masal sı hoş bir anlatım,geyiğin akibeti hüzünlü idi. Tebrikler kaleme Sevgiler,Saygılar..