Alıngan Zamanlarda Bir Plak Suikasti
eskiyen birşey yok, kaybolan renkler
alıngan bir sokağa açılıyor pencereler,
zamansa akmıyor emekli köstekliden.
sepya bir film karesinden sırıtan
sigara yanığına dalıp gidiyoruz
arkasında takılı kalmış bir plak suikasti,
bir sinek kanat çırpamadan ölüyor
faili meçhul bir yorgunluk, perişanlık...
kimseler görmüyor arka bahçedeki topu
salıncaklar boş, bütün çocuklar öksüz.
biryerlerde ertelenmiş özlemlerim titriyor
ürperiyorum gün içinde, gözlerim seni arıyor.
tam üstümüze çökecekken donmuş gökyüzü;
yıkılmasın diye bütün dünyam sessiz.
ama paramparça olacak bir kilise çanıyla,
ben bir gavur darağacına yaslanacağım!
o parçalardan sadece seni toplayacağım...
bıraktığım yerdesin hala biliyorum,
her gün aynı rüyayı tüketiyorsun.
belki daha yorulmuş ve dargınsın ,
sırası gelince sen de gideceksin
sitem etmekten kurtulup;
günler kısalıp geceler uzadığında
güneşin karanlığına sığınacaksın .
kışa sürgün bir kuş gibi
ne yaşadığını bilmeden...