Alışılmıyor Annem
Yokluğundan dem vurma zamanıdır annem.
Sen gittin gideli koca dünya yuttu beni.
Yarım kaldım, eksik kaldım, öksüz kaldım.
En çok geceleri koyuyor sensizlik.
Içimden seninle konuşuyorum hep.
Artık mutlu olduğumda koşa koşa gelip sana anlatamıyorum.
Üzüldüğüm anlarda hemen telefona sarılıp
Icimi dökeceğim numaran yok rehberimde.
Yaşama gayesiyle koştururken gün boyu
Unutur gibi oluyorum acını.
Ama bir an bile çıkmıyorsun aklımdan.
Imreniyorum annesi hayatta olanlara.
Yaşlandıkça annene benziyorsun diyorlar
Hoşuma gidiyor be annem.
Ben senin tırnağın kadar olsam daha ne.
Senin tariflerinle yapıyorum yemeklerimi.
Tasarruflu olmayı ,yarını düşünmeyi
Bir evi yuva yapmayı senden öğrendim ben.
Herkesin yokluğuna alışılıyor da Senin yokluğuna alışılmıyor annem.
anasının kızı, kuzusu, yarını olmak ne güzel bir bahçe..
"İmreniyorum annesi olanlara" gerçekten bunu bende yaşıyorum tek fark ben hiç görmedim bir fotoğrafı hatta mezarını bilen bile yok...
Bir başka yerde asla bulunamayacak olan bir sevgidir Anne yerini kimse tutamaz elbet
'Anne'' deyince akan sular duruluyor. Annelik ayrı bir sanat,ayrı bir duyarlılık. Herkes anne baba olamıyor lafından yola çıkılsa da,'anne' büyük başarıların gizli gölgesi. Anlatmaya ne kelimeler yetiyor ne satırlar baş kaldırabiliyor. Nutku tutulup kalıyor insanın 'anne' deyince. İçten,samimi bir yazı okudum Serap hanım.
Güzel satırları kutlarım!