Allah Rızası İçin
Bir dağı çağırdım kendime
Sığmadı bana içime
Karıncanın düşünde buldum kendimi
Onu sığılmak için
zerre zerre
Dik dik ve sert yokuşlarını okşadım süründüm
Gözlerimi kapattım iyice gördüm o yüce eli
Bakışları ufuklarda göğe doğru düşünceli
Az bir mesafeden saçlarıma değdi yağmurun ayakları
Duydum alnının ortasındaydı sıcaklığı
Yandı parmağım
Öyle ısınmışım ki onu bin defa anlatamamak kadar
küçüldüm
Buluttan uçurtmaları olan çocuk
Rüzgârları dağ başında insan görmemiş çoban
Yüzümü yaladı ne kadar soğuk
Ne kadar sessizdi kervan geçmez kurt ulur
Korkuya sessizliğe çıt çıt değer bir yağmur
Bir ayağı şu deniz kıyısına uzanmış
Pamuk dolu eteği bu ovanın yastığında
Bir ayağını aniden bir kımıldatsa
Deniz taşacak geçidinden ovaya
Söylemedi saçlarının çok üşüdüğünü
İçinden dağca doğan
Nehirde donmuştu ana babası tutuklu Uygur çocuk
Baktım yarası derin
Kanayan yarasına gül sürdüm öptüm
yufkadı gözleri doldu eğdi başını
Eteklerine döküyordu gözyaşını
Eğildi küçüldü bana kadar
Ben ona çıktığımı sanıyordum
Kalbimde kişneyen nal sesleri
Omzumdan kopmakta bir bir sonbahar yaprakları
Ayaklarımı bir boşluğa basarak tepetakla aşağı düşüyorum
Yüreğimi parçalar her er doğanın
Elindeki Ömer’in pervasızca yanan mum ışıkları
Allah rızası için!
Allah belanı versin
Gel be Hasan yese düşme, üzülme!
Peygamber elleri değen Allah’ın otlarına
tutunalım bu dağın
Çıkışlarını sevdim yamaç yamaç oturan
Rahle vardı önünde âlem
Abdest alıyor zaman
Güne bak kaçırmayalım namazı
Bir kefede ovalar diğerinde denizler düz tuttu terazide
Ayakta kıldı namazı
27/02/2021 yağmur…