Ama
Gün güneşten sarkarken
Kehribar sarısı
Gölgen ile Eylül'ün kesişme anlarıdır
Yalpalarken öğlen sarhoşu misali
Ey dünü hiçleştiren kader
Sana yürüyorum
Fasılalarla
Benli molalar veriyorum
Dudağımı yakan zifir karası zıvana
Düşünüyorum aşkı terleten yorgunluğunu.
Sen
Gözlerin kadar kömürleştirdin dünü
Oysa ressam paletinde Nisan'dın
Erguvanlar boyadım sana, tırnaklarımda ten kalıntıları
Yüreğini içtim ben
Yürek dolusu
Şems'e sor
Şehrinin berduşuydum
Ziyan bekleyişlerde
Bir gıdım öpüşmeye
Geceye semah ettim
Meteliksiz zamanlarda
Güz yorgunu sokaklarında
Aşkın nöbetiydi
Usanmadan
Ama...
..üstad giriş muhteşemdi bir ânda anlam yüklemek zordur geçmişlere enkaz altında kalmakta vardır çünkü elbette lafların şairlere takıntısı mısra dışına çıkamaz onlar hep kalemin çizdiği kampların içinde ara sıra özgürlüğünü bekler,bana göre tabii..teşekkürler yetkin kaleme tebrikler...