Amara

Ne çok şey söylemek isterdim sana dair;
Ve unutmak,
Senden önce söylenen, tüm sözleri Amara
Kalbimin dili olsaydı eğer;
Kendine bilenirdi bunca yıl Firkat-i Nâr'ın'da,
Sessiz sedasız y'andığı için.
Her gün bir sela okunurdu Amara bu şehirde
Her gün bir tabut taşınırdı omuzlarda uğruna
Bendimi yıkayan yağmurlara anlatırdım da seni
D'inerdi gökten bir medet
Zemzem bilirdim içtiğim aşk-ı zehr'ini
Şifa bilirdim
İçim oyula oyula
Etime kazınan bu elzem kederi
Ahh Amara
Ne çok şey söylemek isterdim sana dair;
Ne kalem yeter seni yazmaya
Ne k'ağıda sığar hayalin
Ne de
Nefesim yeter haykırmaya adını
Secde Secde
Kıyam Kıyam
Ayet Ayet
Adını anmak düşer b'aht'ıma Amara
Kuytu köşelerde
Kanlı bir gömleğe özene özene
Sükut eylemek düşer
Olur da bir yerlerde
Bir yetimin yüzünü güldürmüşümdür.
Hani bir kuşun kanadına,
Şifa olmuşumdur.
Olur ya hani
Amin deyivermişimdir bir Meczub'un duasına
Yüzü suyu hürmetine bir öksüzün
Yazılırsın silinmez yazgı ile sine-i kadere diye
Beklemek düşer
O vakit
Şiir susar
Dirhem dirhem işler içre vuslat
Arınır ruhum
Tüm dünyevi hezeyanlardan
Avuç içlerimde birikir şükürler
Mevsimini bulmuş iklimlere döner gönül mülküm
İşte sabrın sonudur o selamet
Ciğerlerimi dağlaya dağlaya
Yüz yıllık bir hasretle
Adını haykırmak düşer Amara
Adını haykırmak düşer.!
.
.
.
Ruhu Azade