Ana/dolu
Bu toprakta doğan ulusun rahmidir ana
Tozu, toprağı, yolu yoldaşıdır
Dağı, ovası, gözyaşı damlasıdır
Ferhat'ın demir dağı dövdüğü yerde
Bir sevda masalıdır
Denizin mahşere düştüğü yolda
Özgürlüğün adıdır
Ana davadır, davalıdır, davacıdır
O oğullar-ki
En saf sütüne haram getiren,
Çıkmaz sokaklarda kaybolup giden
Ve cehennemin harına,
Öbek öbek ateş yediren
O oğullar-ki sanki rahmine düşmemiş
Sanki iblisin oğlu
Sanki bir ana doğurmamış
Anadolu'dan olmamış
Gökyüzünde yinede yıldızlar parlar ana
Sen gözyaşını hoş eyle
Eyle ki bereketi eksik olmasın
Yağmurları eksik etme düşlerinden
Yol yordam bilmeyen oğul'a
Yetiş, yetiş ana, tez elinden
O oğullar-ki
Gözlerinde ışık huzmesi,
Kıvılcım mı bahşettin bakışlarına ki;
Umudu çağırıyor
Ne kadar çok özendin ki,
Ben insanım diye haykırıyor
Sütünü helal etmiş olmalısın ki
Helalden bir nebze olsun şaşmıyor
O öğütleri dinlemiş usul, usul
Bilgeler gibi söz ediyor
Davayı bir anlatışı var ki
Sanki masallar, destanlar dile geliyor
Cenneti taşıdığın, ayak izlerini takip eden o masum
Günahtan da, kemden de, ihanetten de arınmış
Belli ki o senin çorbanı içmiş,
Belli ki yayık ayranınla büyümüş,
Belli ki havanı solumuş, nefesini tatmış
Âşık olması bu yüzdendir sana ana
Eli kalem tutmuş
Vatanına sımsıkı sarılmış
Duanı esirgeme evladından ana
Sen Anadoluyken
O yurtmuş
?'cennet kapılarını açık tutar
Hayırlara vesile olanlara
Anadolu'mun her köşesi cennettir
Rahminden doğanlara''
Her ana bir nimettir,
Sözünü dinleyene
Helal sütünü içenlere
Her oğul ve kız
Bir milat'dır...