Anka Kuşu
özlemiştim o yeşil gözlerini
her gülüşünde mutluluk dağıtıyordu
özlemiştim o pembe yanaklarını
her sözünde sevgi saçıyordu
korkmuştum sanki hiç bitmeyecek
seni elimde mum ile arayacağım
düşünmüştüm ve her seferinde
sarsılıyordu bir kuş gibi yüreğim
önce uzaktan sarı bir saç teli
ardından o masumiyet saçan yüz
sanki içimde bir kor alev
yanıp tutuşuyordu seni görmemle
önceleri tatil olsa derdim
yat kalk yemek ye geri yat
şimdi ise hiç tatil olmasa da
belki üç belki beş hafta daha seni göreyim
yaklaştı alevler alt kattan üst kata
önce sen ara ara görüneceksin
o ısın ara ara yakacak yüreğimi
sonra belki soğuğa yüz tutmuş bir kül olacağım
ben anka kuşu değilim ki
her seferinde senin küllerinle doğayım
bir umut ile bekleyim seni
ama ben aşığım hiç kül olmadan beklerim seni
bir çarşamba yemek yemiştim ekim 14
sanki yıllara bedel bir daha acıkmadım
bir salı gülümsemiştim birine kasım 10
sanki tüm esprilere tüm gülüşlere bedel
işte o yemek
seni ölesiye sevmeye kara verdiğim yemek
işte o gülümseyiş
seni sonsuza dek beklemeye kara verdiğimdi.