Ankara
Ey şehr/i pay/i taht
Baharında girdin hayatıma
Henüz tanımışken yaban elleri
İlk gördüm ve bildim penceremden seni...
Gençlik yıllarım en can alıcı çağda
Sen ise yaşanılacak kadar değildin hala An'da
Gözümün gördüğü her kadraj da
Sen vardın ey an/ı kara...
Sıla hasreti tüterken burnumda
Ayaz dolu kışın ve kuru sıcağın
Evimin kapısında
Ve gittiğim her bir yanında...
Sana demişler baht/ı kara
Yanılmışlar ama
Çalışana var para
Yan gelene yoktur ne para ne de gülümseyen an/ı kara
Sevdirdin zamanla kendini
Benimsedim seni
Memleketim oldun sanki
Zaman mı geçti ben mi değiştim
Bilemedim sebebini
Neticede,
Doyduğun yer idi
Doğduğun değil
Gül/düğün an/a şahit
Yaşadığın yer
Nefes alıp selam verdiğin
Selam alıp nefes verdiğin
İşte budur şehr/i sevdiğin...
28/06/2011
esas olan, esas sevilen yer, sevgilinin olduğu yerdir...gerisi teferruatttır. Tebrikler