Ankara Döngüsü
bir bahardan arta kalan
gözümün bebeği şimdi rüzgar
gittiğin gibi bir sabah
fütursuzca yine ve yeniden gel
bilmiyorsun değil mi
sokaklarım senin nefesin
gece bir karanlık oda
gözlerinde parça pinçik yıldızlar
ağladıkça yıldızlar saçıyorsun gökyüzüne
yeryüzüne binlerce öksüz mısra
sen yazmayı bırak ben sevmeyi
yaşamak iki kişilik katliam
aşkın belagatini bilmeyen yoktur
her şehri kolayca tavaf eder ihanet
o ne iklimsiz veda idi o ne şimdi
ellerin çoğul suya katılan beyaz
üzüm ve tütün kokulu karanlık bir kuyu
yüreğim kirli ipek böceği kozası
tam yerini bulmuş bir beddua gibi
yapışır yakasına adamın aşk
Ankara’da gece gidenin de gelenin de
adımlarını saklar kaldırımlar
yani gidip kurtulmak gelip kurtulmak
ölüp kurtulmaktan ötesi de var
mezarım raflarında kitaplığın
sayrılı düşlerin ortasında
havasız ve susuz kocamış fanusu kırıp
döner döner aşkı anlatırım
sorana sormayana bilene bilmeyene
oysa her hesabını görmüştür Tanrı
açıktan kapalıdan ölmüşten ve diriden
ben sadece senin içindeki bütünden
ayrılamadığım için yarımım
Çok güzel bir şiir. Yukarıdan aşağı, aşağıdan yukarı, sonra hızlı hızlı okuduğumda bile ne kulağı tırmalayan bir ahenk, ne de fazla ya da eksik kelime vardı..Tema zaten mükemmel işlenmiş. Tabi bu yorumumu ukalalık olarak addetmeyin lütfen. Zira ben şiir mutfağında bir yamağım halen, sizler usta;)..Tebrik ediyorum
Evlat sahibi olmak mı dünyanın en zor görevi en güzel duygusu elbet ki finalde noktayı koymuş en koyusundan şair çok beğendim