Anlamsızlık Kuşatması
yitirilmiş bir sevda kanıyor
ince ince zamanın dipnotlarında
belki küçük bir kız çocuğu
korkularını gözlerinde (s)aklayan
kentli yeminlerle büyümüş / bürünmüş
_____________________________alaca karanlıklarda
gittikçe ırayan bir sevgili
düşüyor (d)ipsiz kuyularına
bozkır rüzgarına kapılmış ezgilerin
isyanların onurlu eteklerinden
savruluyor
çalakalem yazılmış senaryolar
her şey hızla ekşiyor yaşamda
kendi mayasında
birikiyor pişmanlıklar
günlerimizin düş ayazında
çocuksu alışkanlıklar unutuluyor
kayıp yolculuğumuzun tren istasyonlarında
şiirlere saklanırken eskil sevişmeler
ikinci kez ölüyor aynı çocuklar
seyrine daldığımız aynı savaşta
mantar hızıyla büyüyor
günlerin çürümüş yanları
terk ediyor anlamlar
_______________birer birer
o eski heyecanları
Kasım, 2004 / Kiraz
(Çıkınımdaki Azıklar)
ikinci kez ölüyor aynı çocuklar seyrine daldığımız aynı savaşta
anlamsızlık...
çok anlamlıydı.
sevgiler.
haydi yaz geliyor usta yazlik sinema sezonu sahi,'emek' 'yeni melek' bile dayanamadi fasto food kültüre .(( çekirdekler benden hani kaçirmiştik ya 'senede bir gün'ü haydi yakalayalim..
Sevgili Hacıbektaşoğlu,
Yorumunuzda şiire ters düşen bir tümce yok. "Anlamsızlık Kuşatması'ında taşınan anlam da o zaten. Dediğiniz gibi... Ben de arıyorum o eski anlamları... (Sahi, bu yaşlılık alameti midir?) Gazozlara ilaç koyan, ince bıyıklarını burarak masum kızları yatakta düşleyen o adamların görsel kalleşliğinde bile bir dürüstlük vardı. Şimdi öyle mi? Her şey plastik, her şey petrol... Duygular bile...
Şu zaman makinesi ne zaman icad olur dersiniz?👍
belki büyümek istiyor jilet sürüyor pürüzsüz yanaklarina hani sakal erkeklik timsali ya hani birde badem bile olsa biyik olsun ister ya
bunlar nostalji
ayhan işik'li biyik kalmadi önder somer'li biryantinli saçlar yok züppelik almiş gidiyor
AŞK YOK.!
şiire ters düştümü bilmiyorum yorumum. öyle ise
siyahcam sokaği bütün filmler
!ahmet tarık tekçe' yaşamiyor.! 'necdet tosun' siska bir adam 'sami hazinses'in sesi kisik..