Anlıyorum
anlıyorsun ya
geçip kayboluyor zaman
içine alarak billur sevgimi
gecemi gündüzümü... seni
resimlendiğin gözlerimdir
gözlerin kristal ipekliğine serpilse de içimin
dalgalı saçlar
dağılmış bir bulut gibi özlemin
dağılmış bir bulut gibi sevgi insanda
birde geçip kaybolan zamanda
varsın
tüm geleceğin aksın boşluğuna yinede zamanın
alıp götürdüğünün ayak tabanında
yürüsün derinliğine geçmişimin birde geleceğimin
sana yıkılan gökyüzüm
havanın durumu o kadar belirsiz ki
ruhumuz yağışsız ve dilimiz çakan şimşek
gülüşür mevsimlerine yaşam çanağının yapay
çanağında
üşüyorum ağustos sıcağının
damarlarına tıkanan gözyaşımla
bak bana
bak içimin derinliğine sızaracasına
yana yana yangın yeri memleketimiz
her tarafta uçuşan akıldışlıklarla
büryan tiryaki anlaşılmazlıklarla
incitiyorum
incitiyorsun
ve incitiyorlar kanayan yaşamlara pişmanlıklar ekleyerek
eklendiğimiz sadece zamanın boşluğu ile...