Apokaliptik Rüzgar

Fırtınalarla cebeleşen ruhu
yorgun yaşamaktan
zavallı ruhu;
babilli bir heykel ustasıdır, zerdüşt
ve taptığı ateş gibi yüreğindeki alevler
günah taşımaktan yorgun, dermansız

tufanlarda cebeleşen
yüreği piramitlere
ağır yük kaldıran bir köle gibi
musa kızıl denizi ortadan
yarmadan evvel

yazılanlara nispet yük taşıyan
günahkar sokakları kutsayan
mecdeleli meryem'in oğlu gibi

Ve; şaraba müptela bir dilenci
gibi kovulmakta görkemli
sarayların kapılarından
üzerine kızıl yağmurlar yağarken

ve yorgun gidişin hemen ertesinde dudakların kuruduğu çöllerde
suların çekildiği kızıl denizin ortasında

diclenin fıratın son bulduğu
topraklarda peçeli bir rahibe
karanlık bir gülüş ile
çağırıyor günahkar gecelere

Ve ; tan yaklaşıyor ufuk moraracak
kutsal fahişe çıplak bedeniyle
pompei sokaklarında dolaşacak
günahkar ayak sesleri büyüleyici

yasak elmadan tadarak
yasak ırmaklarında yıkanacak
avuçlarına kanlı öpüşler bırakarak

birazdan Apokaliptik rüzgar esecek
unutulmuş bir kentin surlarında
bir dağ şelalesi söndürecek alevlenen çalıları.

Ve megiddo dağı devrilecek
fırtınalarla, tufanlarda eriyerek
duman kül savurarak rüzgara...

...yıldızları dökerek uğultu içinde
alevli bir yağmuru dökerek
köle iblis'e ibadete dururken
patlayan dağlar altında sessizce...



Suskun //

25 Mart 2017 413 şiiri var.
Yorumlar