Arabesk Davranış Bozukluklarım
takmıyorum artık kafama
hiçbir şeyi...
takmıyorum artık kafama
o mavi gözlerini bile...
ve düşünmüyorum artık
beni filozof eden
o bakışlarındaki sırrın
Aristo felsefesini de...
ve içinde
mavi yeşil kırmızı
ışıkları yanan
o pavyon gibi
son Bayrampaşa minibüsüne
el edip de atlarken bile;
ve kaldırıma iyice yanaşmayı
bir türlü akıl edemeyip de
her an beni dövmeye
ve hatta ezmeye hazır
o suratsız şoför yüzünden,
ve o okyanus gibi sulu çamurları
her akşam bir rekortmen
ustalığıyla sıçrarken bile
takmıyorum kafama
hiçbir şeyi
dert etmiyorum bile ...
ve dinliyorum
ve içselleştiriyorum
arkama yaslanarak
ve gözlerimi de kapayarak
ve ellerimi de
önüme kavuşturarak
hayata dair
ve sana dair her şeyi
uslu bir bilge edasıyla...
ve idrak ediyorum
nihayet
belki de yıllar sonra
ve vasıl oluyorum galiba
nihayet
işte şu batan
bu dünyanın,
işte şu biten
bu rüyanın,
ve o ağlatıp da gülenlerin
ve dolmamış o tüm çilelerin
ve yaşanmamış bütün dertlerin
şerefine;
vasıl oluyorum galiba
nihayet
batsın bu dünya demenin
aslında
o kadar da kötü bir şey olmadığının
o ulvi sırrına...
ve yazıklar olsun diyorum...
yazıklar olsun!
kaderin böylesine
ve hani diyorum
nerde insanlık!
ve neden diyorum
her yer böyle karanlık!
ve yazıklar olsun diyorum
yazıklar olsun
kula kulluk edene!
ve sonra...
sanki bir an
durulu yorum...
içten aşağılara
tüme varım
o tüm huzurlara...
ve boynum bükükleşiyor istemsiz...
ve acıyorum halimize
ve acıyorum geçmişimize
acıyorum geleceğimize
ve memleketimize
ve tüm insanlığa...
ve hatta
acıyorum
inan belki de ilk defa
ama sadece insanlık namına
hani o bizi dövemediği
hep içinde kalmış,
ruhu bir türlü
o minibüsünün hızına yetişemeyen
şu umarsız şoföre bile...
ve tümden gelim bir haykırış
gözlerimden fışkırıyor
bir fal taşı gibi
ve yıkıl mamalıyız diyorum
bak görüyor musun
hala ayaktayız
ve gerekirse
dertlerimizle
biz
baş başa kalmalıyız
diyorum!
ve bak
görüyor musun
o zalimlere
ve o kötülere
yenilmedik
işte hala buradayız
diyorum!
ve...
ve gördüğün gibi
şu Esenler-Karabayır açıklarında
bir geçiş evresini yaşıyorum
sanki bu gece
bir bilginlik öğretisinden
bir bilgelik
üst makamına..
ve işte
görüyorsun değil mi
takmıyorum artık kafama
o mavi gözlerini bile
ve beni filozof eden
o bakışlarındaki sırrın
en ufak bir
Aristo felsefesini de...
ama...
ama ufak bir şey takıldı sanki aklıma...
neden...
neden bulamıyorum ki
sanki
bir türlü hala
aradığım
gözlerindeki
o Leyla mavisini
çalan şu şarkının
arabesk ara gazlarında
ve gerçek dünyaların
sırlarına açılan
o havalı kapının
of of of...
nakaratlarında....
ne!
nasıl !
ne zaman!
inmiş mi !
durdurun o zaman !
durdurun!
şu mecnun dolmuşunu!
ve hatta
ne olur durdurun
yalvarıyorum
şu kahpe dünyayı da
inecek var
inecek var !
o sevgilinin
o müsait kollarında....
şiirin sırrına vakıf olmuş bir okuyucu tebrik eder arabesk dünyanızda saadet diler saygılar....