Arafat'ta Görüşmek Üzere
Diyarıma uzaksın diye
Baharlar pardösü giyiniyor
Sağanakla çağırıyorum
Çöl toprakları emiyor sesimi
Yere eğiyorum asırların başını
Ağır işitmeleri zulüm oluyor
Cidde'nin gölgesinde mi
Taif'in cebinde mi
Mekke'nin koynunda mı
Neredesin
Havva anamıza rastlarsan
Mızıkçılık etme
Tut incir yaprağının ucundan
Sensiz moraran zamanlarda
Duygularım telaşlanıyor
Ay parçası yüzüne batırıyorum yıldızları
Sonra saçıyorum geceye
Mayalıyorum karanlığı
Şafağın fermuarını açıyorum
Gönül dünyama doğuyorsun
Kucaklayınca
Sevince kurduğum çalar saatim
Zırıl zırıl ediyor
Kızıl denizi aramıyor
Ham güneşime
Su veriyor hasretin nehirleri
Sevdam çelikleştikçe
İkindi gülü açıyor
Zayıflıyor kuşların sesi
Böyle olmaz diye hiddetleniyor
İçimdeki yalın ayaklı Adem
Gönlümün elinden tutup sürüklüyor
Arafat'ta
Görüşmek üzere...
Sözcük giydirimleriniz çok güzel kalem beğeniyle okutuyor tebriklerim kalsın şair