Arayış
dağ demedim taş demedim dolaştım
yağmuru, rüzgarı göz ardı ettim
tane tane her birine ulaştım
çiçeklerde hep o özü aradım.
köyleri, kentleri, kazayı, ili
yumuşak, kadife, tatlı bir dili
koklamaktan bıkmayacak bir gülü
al yazmalı, kara gözlü kızı aradım.
sert rüzgarlar esti kara bağrıma
kimi gün boranda karda dolaştım
baharlar uğramaz oldu bağıma
bense mor sümbüllü yazı aradım.
kimi gün kapıldım coşkun sellere
kıvrım kıvrım, ova, bayır dolaştım
onun için düştüm gurbet ellere
gönlümü yakacak gözü aradım.
şarkı, türkü, şiir, değişmiş fasıl
dadaloğlu, karacaoğlan ne yapsın
ucubeler almış kaybolmuş asıl
davulu, zurnayı, sazı aradım.
hırs bürümüş insanların gözünü
harammış, helalmiş unutmuş hepsi
yalan, riya bulandırmış özünü
aynada o nurlu yüzü aradım.
yalanmış dünyanın hepsi yalan
devir bir imtihan devriymiş oysa
varmı bu alemde dikili kalan
onu, bunu, şunu, bizi aradım.
ağaçta, çiçekte, her mahlukatta
ya Rab yarattığın türlü mekanda
içimde,kanımda,canımda iken
sadece dışarda, izi aradım.