Ardından
Bir kent getirdim sana ,
Kırk hüzünlü vedanın ardından.
Sevgisizliğin incittiği yüreğine
Kuşlar tünettim.
Sesleri bölsün sessizliğini diye,
Duymadığın bir sevdayı nasıl bölüştük böyle ?
Mavi gökler diledim sana,
Turuncu gün batımları.
Denizden esen meltemlerin ortasında
Fesleğen kokulu bir yazın tüm anıları..
Sonsuzluğun rengi nedir ?
Ben neden hep beyaz hatırlarım seni ..
Yeni bir sayfanın saflığı kadar açtım içimi sana,
Sözüm kabul ettim geçmişinde yazdığın her cümleyi..
İçimin ülkesi.
Yağmularına küstüğüm gökyüzü,
Toprağına sürdüğüm iklim,
Mevsimlerime uymayan güneşin sahibi.
Kapımı kapattığım kışların bahar tortusunda,
Çiçeklerin dünyama açıyor.
Yüzün duam.
Avcumdaysa bin şükür barındıran.
İnat edilmez sevene,
Gül.
Söz karanfil kokacak sevdam.
Derler ki ;
Bir ağacın gövdesindedir kuşların tüm yaraları,
İnsan bu yüzden sevdanın eşiğinde sınar acılarını.
Belki de
Sırat'ın dili olsa saklamazdı yangınları,
bilinmez sularına döktüğü kaç dirhem gözyaşı..
Sabahlarına doğurduğum aydınlıklar var,
Kapatma ışıklarını.
Bir kent getirdim sana,
Kırk hüzünlü vedanın ardından.
Şairleri ve şiirleri kitap arasında kurutmadan,
Okunmasın diye bir sevda böyle yazılmadan..
Diğer şiirlerinizi de okudum, en çok bunu beğendim. Sonsuzluğun rengi yok galiba.. . Tebrikler.
Ah bilseydim
dönmezdim bu şehre yüzümü
kuşları uçurmazdım
dudaklarımın uçurumunda
yeni bir gök getirdim sana
yaralı martıların
göğü delen çığlığıyla
kapatma ışıklarını
ölü yıldızlar kefenliyorum adınla... Kutluyorum değerli yüreğinizi Kevser hanım, çok beğendim şiirinizi. Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
"Mevsimlerime uymayan güneşin sahibi" alışkanlıkları da değiştirir bazı sevdalar, sağlıkla...