Ardından

Sana şiirler biriktiriyorum maddi yokluğunda;
Bu soğuk gök kubbe altında;
Son sigaramın sıcaklığında,
Ve bağlamalı bir özlem türküsü yanı başımda.

İşte şu dolunay görsün,
Şu hızlı lodos estirsin,
Hasret , sevgi ve pişmanlık içeren
Acemi ve aleni şiirlerimi sana.

Balkona çık ve el salla şehirinin güneydoğusuna.
Ben dolunaydan alacağım,
Beklediğim en kutsal emanetimi burada.

Yine gözlerim kamaştı bir kibrit alevinin ışımasında.
Ve ciğerim pus duman altı,
Yedi yıllık gurbet kaçamağımda.
İlham değil, biten mürekkepler kesti sana şiirlerimi yarıda.

Ve yine telefon inledi zayıf bünyemin kuytularına.
Ama zangır zangır titreyen ben oldum ;
senin haberleşme ihtimaline umutlarla.

Beş harflik ismini yazdım buğulu camlara;
Sayfalarda tenha yer kalmayınca.
Sonra hüzünlendim her defasında,
Sıcağın ismini silmesine buğulu camın hafızasından.



Hep çok korktum;
Uzun zamandır değmediğim ellerine,
Aynı niyetle dokunulmasından
Ve bunun gibi birçok olasılıklardan.
Heyecana kapıldım sonra,
Geri dönme ihtimalini çağrıştıran;
Romantik temalı şarkıların ardından.

Ardından bir sigara daha ezdim dudaklarımın arasında.
Çok sigara içtim ardından efkar seanslarında.
Ardından hiç bakmadım seninki gibi bir çift karaca göze.
Ardından çok bekledim belki döner nöbetlerinde.
Dönüp bakmadın ardından oysa sen,
Sekiz aylık uzun bir ayrılık serüveninde...