Arsız Gönül
Mevsimler hep süregeliyor
taaa derinden
yani dipten
yani en
en
en derinden.
Ben sensizim
sevgilisizim diye
Zaman
kendi durmuş ?
gibi !
kederinden .
Yinede
-An-
Aşk ve Zaman
istemesende yaşanıyor.
Ve çıplak tutkuların
ayıbı
hep
açlığımda kanıyor.
Gecemin karanlığına
meteor gibi düşen
o
işbaz gözlerin
ömrümde
şu biçare gönlümde
hep yanıyor
yanıyor
yanıyor.
Bırak ahmet
bırak yansın.
O gözler, kendini gece lambası sansın.
Sensizligi
sessizligi bir hain gece
getir !
sen bana, getir
mavi düşler içinde
yeni aşk'lar
sevi'ler getir.
Yoksa;
madde ötesi bu karanlığın
beni tüketir.
Bu devri-daim,
bu hayali sevişmelerin
med-cezirleri
ahhh ömrümün
sultacı
padişah ve vezirleri
vurun kırmızı bir şehvetle
vurun tik-tak'larınızı Vefa'ya
bir gül
bir el
bir ser
bir sır
vermeden.
Hep loş
o bomboş
gecenin
o labirent sokaklarında
yeni umutlarım
yorğun uykusuz gecelerin sırtında
geliyor,
gelecek !
sabahın ilk ışıklarında.
Ben son gözyaşlarımı dökerek alâl acele
gri bulutlara,
pupa yelken açıyorum
ben şimdi.
«Bir daha sevmekmi ?
gönül vermekmi ?
Asla !»
ların,
sığ sularından dümen kırıp,
berrak
serin
ve engin sevilmelerin
aşk sularına sapıyorum.
Arabesk yılğınlık,
riyakârlık,
vefasızlık,
zaafiyetler
ve ihanetler.
Tüm bunları ayıklayıp Aşk'tan
hepsinden birer rulo yapıyorum
müsebbibi'nin,
taliplisinin
gönül kutusuna
«geri-iade»
atıyorum !......
01:07:1976 / 24:06:2012