Arsız Otuydu Belkiler
Abur cuburdu gün o gün, geceler çitlenmiş çekirdek...Dün yara bere,an pansuman belkiler arsız otuydu, sevda ayrıklar arasında çiçek..yemyeşil dilim ararken eski tadını ,ağzımdan yel aldı sakladığım adını
Falan filandı gün işte, elden düşme
Hali vakti yerindeydi yoklukların
Sudan şeyler düşünüyordum pencerede
Fırçalarım yüzleşirken gerilmiş tuvalimle
Ve düş törpüsüyken ıskarpela çoklukların
Kum saatimi çölledim
Taşıyıp dururken kendimi
Bir benden diğerine
Yüzünü sırladım yokluğun aynamda
Canımı da sıktım yine
Akşamdan kalmaydık dünle
Zaman/sızdı
Ölçtüm yüzünü beş karıştı
Mahmurdum ben de
Eşrefi çağırdım saati var diye,
Çay kaşığımı bir de
Dört köşe bir masada çöreklenmeye
Manzara kenarında çöktük
Yaslandık bir iskemleye
Sol bacağımızı koyup,
Sağ bacağın üzerine
Kabahatli çocuklar gibi
Dayadık elimizi çeneye
Şakaya vurduk dünü sonra,
Canını acıtalım diye
Bir soğukluk dolaşıyordu yanımızda
Üşüdük birlikte
Başa sarılsın diye,
Atkılar almıştık düne
Sarıldık iyice
Sevesimiz de geldi bir ara
Hevesimiz de vardı
Seyrederken martılarla oynayan denizi
Bir avuç bozukluğumuzu bozdurduk
Yiyip bitirmek için kendimizi
Dışımız aç, içimiz toktu
Ben seni de getirmiştim yanımda
Kimsenin haberi yoktu
Suadiyekasımikibinyirmiüç
Demir Mutlugil
Oldukça doğaçlama bir şiir okudum Demir hocam. Tebriklerimi bırakıyorum. Eşrefin saatinden aktık zamana...:)
Soluğu hiç bitmesim istedim iç dökümlerin. Yüreğinize sağlık üstadım
Bazen böyle ağır ve yerinde açlıkların tokluğunda muhakkak paylasılacak bir tuvalde fırça vardır dedim.karanlığın aydınlığına yazılabilecek aynada yeşil bir dilim.Saygılar