Arz-ı Hal
Koşma kısraklar gibi, ardın sıra dönemem
Buluttan hüzün emdim, dudaklarım kor gülü
Essen merhamet edip, rüzgarında sönemem
Ukba kıymetli yüküm, yoruldum gök kuşağım
Kırılmış aynalarda, arz-ı halim yazılı
Ellerim mücrim gibi, çarmıhlarda kazılı
Mavinin tacirleri, uygun görmüş kızılı
Yarım ağız dillerden, soruldum gök kuşağım
Muhabbetin şahına, gönül gibi kul gerek
Hakkını verir kahrın, off demeden çekerek
Sağımda kör karanlık, sol yanımda engerek
Sırt dönüp dünyalığa, sarıldım gök kuşağım
Tastan, sudan geçmeli, aşk çeşmesi akarken
Mehtabın ışıltısı, gözlerini yakarken
Rengine kanıp gülün, ağzı açık bakarken
Bülbülün nazarıyla, vuruldum gök kuşağım
GECE YORGUNLUĞUNA İYİ GELEN BİR ŞİİR ÖNÜME GELİNCE,okumadan geçmek şairliğin şanna yakışmaz.kıta bağlantılarında ki uyaklar redifler yerine oturmuş,noktalama işaretleri de eklenseydi 4+4+lük bir şi ir olacaktı-mamafih hecede duygularını iletebilmek her şairin de harcı değildir.
"Muhabbetin şahına,gönül gibi kul gerek" eserin anafikri olarak kabullenip.tebriklerimi sunuyorum.
Gök kuşağı ki ne güzel rengarenktir huzur verir insana. Güzel bir hece şiiri kutlarım Hatice hanım içtenlikle...👍