Aşk Az Ötede
Geç iyileşirdi benim yaralarım çocukken.
Kanar sonra yine kanardı.
Ağlamazdım akan kana.
Acıtamazdı çocukluğumu hiçbir yara.
Ağlamak ne bilmezdim ben.
Senin gittiğin gün tanıştım acıyla, gözyaşıyla.
Kalemimden akan kana ağladım en çok.
Merhameti yoktu senden kalan acıların.
Her gece yaralarıma masal anlatarak uyudum.
Her sabaha yarım kalan bir ömrün yarasını kapatmak için açtım gözlerimi.
Evet, yarım kalmıştım senden sonra.
Sadece kanayan bir yara kalmıştı senden bana.
Seni hala unutmadım sanma!
Adını bile anmıyorum.
Aklıma da gelmiyorsun, meraklanma.
Yüzün, kokun, sesin yaramdan akan kanda.
Unutmadığım yaram sadece.
Kanında boğulduğum yarayı unutabilir miydim sence?
Dikişlik yaraya yara bandı uzatıyorsun!
Asla iyileşemeyeceğimi sen de biliyorsun. Unutmadığım acıma, hala kanayan yarama ihanet edip aciz bir sarhoşlukta benliğimi kaybetmek istemiyorum.
Kalbimi kanattığın küfürleri yüzüne kusup, alıp başımı bu şehirden gitmek istiyorum.
Aşkı zehire sürgün eden adam...
Umman yalnızlıklarda sevmiştim seni.
Bilmiyor muydum gelmeyeceğini?
Yakışmazdı zaten vuslat, ayrılığın nasırlaştırdığı ellerime.
Hangi uzağı yakın edebilirdin ki yüreğime?
Yanımdayken bile uzaktın gözlerime.
Şimdi git sevgili.
Git de kanayan yerime, sızlayan yarama yalnız kalayım.
Sen sevmezsin yalnızlığı.
Bak! Aşk az ötede...