Aşk Bir Zorba
Gecenin bir devriminde
alevlenen puslu kıtaları bilmezdim
o zamanlar sen yoktun
aklım bir türlü ermiyordu yokluğuna
kutsal bilirdim şarabın dergâhını
İçimdeki alevin ateşi parladıkça
isyanım daha da hoyrat alevlen anka kuşu
fermanım yazılmıştı tanrılar tarafından
çarmıha gerilmiş mesih'in suskunluğu gibi
kutsal güzelliğine tutulmuşum mehtap gibi
Aşk acısı zorba hükümdar
ben karanlık kuyulardaki yusuf
sonrası sen yoksun
dünyanın çarkına başlarım saydırmaya
bir de o Aşk denilen zorbanın yedi ceddine
Ya da seni en çok
yokluğunda seviyorum
uğruna maziyi unuttuğum
sana sevgilim diyemez miyim
aşkımdan kuşku duyan sana
küfür ediyorum diye sevemezmiyim
Geleceği unutup gözlerine bakamaz mıyım
aşk bir zorba olduğuna göre
idamına sorgusuz sualsiz karar veremez miyim
Sonrası tavşan kanı çay yudumlayarak
demli demli kahkahalarla gülmek günah mı
nietzsche sözleriyle küfür edemez miyim
eflatun gibi felsefenin temeline inemez miyim
Ela gözlü kumral kadın uğruna ölsem
veya,,
sessizce gecenin devriminde adınla alay etsem
dibi olmayan kadehlerde boğulmak üzere ayrılsam
bu gecenin sonunda seni öldüğün o kuytularda ansam
hangi silüet tarafından düzenlenen törende seni bulsam...
gecenin sonuçları bunlar veya şarabın etkisi...
Suskun//