Aşk Dediğin
Aşk dediğin
başı dik olacak.
Yozlaşmış cumhuriyetin
asil savaşçısı gibi.
Her şeyin farkında
hiçbir çaresi olmadan.
Adımında özlem duracak.
Gölgesinde azap bekçisi.
On yılın ardından
hatıralar pişmanlık şöleni.
Aşk dediğin
ansızın olacak.
ve ilk görüşte.
sayısız kere görmüş olsan ne fark eder?
öyle bir gülümseyecek ki gözlerine, böylesini
ilk defa göreceksin, aşkla.
Kabuslarla dolu bir gecenin sabahına sıçrayarak uyandığın, rüya olduğu gerçeğini anlayana kadar geçen o hisli zamanda gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldığın, rüya olduğunu anladığında, rüya olması bir gün gerçek olmasını değiştirmiyor düşüncesinden bir an olsun kaçamayacaksın. Basıp giderken günün peşinden kaygıların cadde ışıklarına, araba kornalarına karışacak, böyle savruk bir günde onu göreceksin. Tam da gününde. Yaşamanın bu kadar değersiz olduğunu düşündüğün günde. Yaşamanın değerini bin kere gözüne sokar gibi gülümseyecek ötene berine.
Aşk dediğin
bir ağacın gölgesinde,
bir başka ağaçtan yapılan kağıda,
bir başka ağaçtan yapılan kalemle yazı yazmaya benzer.
Bir bedenin, bir başka bedenle,
tek beden olma arzusu.