Âşk-ı Bela

Hiç beklemediğin bir günde ansızın kapını çalar aşk-ı bela
Sızlatır kalbi gözlerinde ıslanan iki damla yaşla
Anlamazsın gelen kim , nereden geldi bu aşk-ı sevda
Sadece doyarcasına yaşamak ve anlamak istersin
Sanki her mânâ onda aksediyormuşçasına...
O deniz gözlerinde gökyüzünü ararsın,
Ararken gaib olursun o kuytularda.
Bir burgaç misali cazibesine tahammül edemezsin,
O güler yüzün, kaçamak bakışlarına.
Kendinden geçmişliğin tesiri başlar vücudunda.
İşte aşk-ı beladır bu ya başlar bir saadet rüzgarıyla,
Zamanla sis'e döner bu yalandan sevda.
Beyaz bulutların ötesinde hâli bir semâydı ya,
Âşk-ı bela neden acıtır kalbimi şimdi umarsıca.
Gölgesi mi oldu bu kara bulutlar aşkımızın,
Hani nerde o sevdalı âşık, ebedî rûya?
Gökyüzüne, o denizlere sahip olduğumu sansan da
Bir rûyadan öte gidemediğini anlarsın zamanla...
İşte sadece başlarda güzeldir bu âşk-ı mübhem rûya.

26 Aralık 2009 20 şiiri var.
Beğenenler (4)
Yorumlar (3)