Aşk-i İsyan
buğulanmış sevdaların peşinde koşardım
yerimde sektelesem de durmazdım
anlayamazdım;
cilalanmış hayallerin gerçekliğini
bir kibrit çöpünden yangına dönerdim
uslanmazdım
sevdalar büyüttüm gecenin ıssız koylarında
senfoni oldum uzandım yıldızlara
mürekkep olur damlardım bir kağıda
sen ve ben
bazen bir kağıtta
bazen bir şarkıda
zifiri dumanım olurdun
bedenimi ele geçiren
bilinirdi ya zehrin
müptela idim, kurtulamazdım...
sonra,
farkındalığım yeşerdi zihin bahçemde
kaldırımlara dadandım çaresiz
tek dostumdu sokaklar,duvarlar
taburlar aldırmasa da
görmese de hükümetler
bir isyan şimdi kelimelerimde
bir isyan ki kendi içinde...
bir çivinin tahtaya gömülmesiymiş aşk
söksen de nafile
izi bir ömür kalır yüreğinde
şairler dem tutar sevdalardan
farkındalıklarından yetimcesine
şimdi anlar ki gönül kendimden
yazılan hiç bir şiir,
hiç bir kadına değmez de;
büyülenmiş duyguların
kelimelerle süslenmiş halidir bu yanıklar
ortalık çapulsuz meydan
mazim ile yarınlarım
yumruk yumruğa sevişmekte
en önde bugünüm
kesintisiz seyretmekte
kapıda ölümüm
beni beklemekte
ben bocalamış pişmanlıkların
kıpırtısız koynunda
usul usul dalgalanan rüyalarda yüzmekte
çaldı çalacak zil
bu dövüş te bitmekte
donmuş bir karedeyim
gönlünün panosunda bulunan
raptiyem düşmekte
olsun
bunca zaman yorulmak ta güzeldi
aynı kadının peşinde...
tebrikler