Aşk-ı Şehir
İşte geldim her şeyin başladığı şehre
Kar var gene, hava buz gibi
Ağır adımlarla yürüdüm geçmişe doğru
Oturdum seni ilk kez gördüğüm sıraya
Yanı başımdaydın sanki sarı kazağınla
Dayanamadım çıktım dışarı
23 numaraya bindim duraktan
Ayaklarım indirdi beni sizin yurdun orda
Oturuyorduk yurdun önünde titreye titreye
Bizi baş başa bıraktım köşedeki merdivenlere geldim.
Ağır ağır indim karanlıktaki aşıkları rahatsız etmemek için.
Sonra hızlandım,koşmaya başladım delicesine
Batı yakası artık yok ama
Tahmin et hangi şarkı çalıyor kulaklarımda
Adalardayım şimdi saat geç
El ele aşıklar var sokaklarda sadece
Ve soruyorlar bana sokaklar,
Dalları buz tutmuş ağaçlar, vitrinler, heykeller.
İnanmayan gözlerle bana bakıyor sanki bütün şehir
Ayakta duramıyorum artık dizlerimin üstüne çöküyorum.
Çöküyorum ama kaldırımlar bile izin vermiyor..
Banklara bakıyorum, elimi uzatıyorum
Sırtlarını dönüyorlar bana, tıpkı çarşıdaki simitçi, evin oradaki cd 'ci ,Yıldızdaki tantunici gibi..
Vücuda giren bir mikrop gibi kusmak istiyor
beni bu şehir.
Artık kar yağmıyor,tramvay zilini çalmıyor.
Simitçi çocuk bağırmıyor.
Doktorlardaki vitrinler kapanmaya başladı teker teker.
Üstüme üstüme geliyor aşk-ı şehir
Sokaklarında adam olduğum şehir.
İstemiyor beni tek başıma,
Olsun varsın artık biliyorum
Bu şehir de biz olmadan eskisi gibi değil.
Anılarımızı sakladığımız bir sandık gibi artık..
Bazen yüzümüzü güldürecek, bazen içimizi acıtacak anılarla dolu.
Unutulmayacak...
Bir daha yaşanamayacak anılarla...
Hoşça kal Aşk-ı şehir...
güne güzel bir şiirle başlamak güzel,
adı gibi,
kutlarım
sevgiyle kalın...